"الذي سببه" - Translation from Arabic to Turkish

• sebep olduğu

Kelimeler, insanların sebep olduğu tahribatların nitelik ve niceliklerini anlatmaya asla yetmeyecek.
الكلمات لن تكون كافية أبداً لتحديد حجم وطبيعة الدمار الذي سببه البشر.

Çünkü, sana buradan diyorum ki, bir hafta içinde ...dünyada sebep olduğu tüm acı ve ıstıraplar için, Bay Naylor'u... bu gezegenden göndereceğiz.
لأني هنا سأخبرك أنه، خلال إسبوع، نحن سنبعث السيد نايلور من هذا الكوكب لكل الألم والمعاناة الذي سببه في العالم.

Birazdan hipoksinin Harika Çocuk'ta sebep olduğu bir psikotrop idraki kıracaksın. Neden dans ediyor?
أنت على وشك تحطيم قبضة التأثير النفسي الذي سببه نقص الأكسجين إلى صبينا العجيب لماذا هو يرقص؟

sebep olduğu sorunlara göre eminim ki erkek.
الولد يراهن بواسطة الإزعاج الذي سببه

Onu öldürmek zorundaydım. sebep olduğu şeyleri acı çekerek ödemeliydi.
كان عليه أن يدفع من أجل الآلم الذي سببه

Söyleyebildiğim kadarıyla, Jones'un bu zamana kadar sebep olduğu ölümler ve yıkımlar William'a bir şeyler kanıtlama kaygısı taşıyordu.
وأكاد أجزم أنّ الموت والدمار الذي سببه (جونز) هو من أجل أن يثبت شيئاً لـ(ويليام).

Oliver Queen'in sebep olduğu patlamadan kurtulacak kadar şanslıydım ama bir bedeli oldu.
وبينما كنت محظوظاً بالنجاة من الانفجار الذي سببه (أوليفر كوين)... لكني دفعت الثمن...

Hele Michael'ın sebep olduğu yıkımdan sonra...
ليس بعد التدمير الذي سببه (مايكل) في الأصل