"الذي لَهُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olan
        
    • var
        
    Ben anahtarı olan insanları soruyorum. Open Subtitles الموافقة، أَحْزرُ الذي أَنا سُؤال هَلْ الذي لَهُ المفاتيحُ هو؟
    Söyledikleri gibi, bir görüşü olan başarır. Open Subtitles كما يَقُولونَ، واحد الذي لَهُ رؤيةُ يُمْكِنُ أَنْ تُنجزَها.
    Bu sağlık sigortası olan siz 250 milyon hakkında. Open Subtitles هوحولالـ250المليونمنك الذي لَهُ تأمين صحي.
    Bunun için bile korunma önlemleri var. Sadece Başkanın sağ gözü tarandıktan sonra yetki veriliyor. Open Subtitles حتى الذي لَهُ وقايةُ.يُمْكِنُ أَنْ يطلق بعد مَسْح بصمة عينِه اليمني
    Burada kimin mutsuz olmak için bir nedeni var ki? Open Subtitles الذي لَهُ أيّ سبب هنا لِكي يَكُونَ حزينَ؟
    Niles'a biraz tutulmuş olan uzak bir akrabamız. Open Subtitles أي إبن عم بعيد الذي لَهُ a إزدحام طفيف على النيل. أي إزدحام طفيف.
    Hey, bence yanında fazladan bileti olan birine böyle hakeret etmek pek akıllıca değil. Open Subtitles يا، يَجيءُ، أنا لا إعرفْ إذا هو حكيمُ لإهانة a رجل الذي لَهُ تذكرةُ إضافيةُ.
    Başlamadan önce sormak zorundayım, bu çiftin evlenmesine itirazı olan var mı? Open Subtitles قَبْلَ أَنْ نَبْدأُ، أنا يَجِبُ أَنْ أَسْألَ، هناك أي واحد الذي لَهُ قضية عادلةُ التي هذا الزوجِ لا يَجِبُ أَنْ يَكُونَ متّحد في الزواجِ؟
    Karın ağrısı olan birini ziyaret edeceğiz. Open Subtitles نحن سَنَرى رجل الذي لَهُ ألمُ بطنيُ.
    Bu salonun çok sayıda araştırıImakta olan sağlık kuralı ihlali var. Open Subtitles تحقيقِ سريِّ المباني، الذي لَهُ بُرُوز severaI إنتهاكات رمزِ صحةِ.
    Darryl, kişisel olarak tanıdığın, çok güzel sesi olan ve First Lady'yle akraba olan birini söyler misin? Open Subtitles داريل، تخمين الذي فرد موهوب الذي لَهُ أيضاً a صوت غنائي قاتل يُتعلّقُ بالسيدة الأولى.
    Az kalsın kilidini kurcalaması çok kolay olan o kasaya tav oluyordum. Open Subtitles لا. أنا كُنْتُ فقط صُمُود لواحد الذي لَهُ a مكينة نقد... مَع a قفل الذي جداً، سهل جداً إلى jimmy.
    Tıpkı Lejyoner Hastalığı olan komşumuz gibi yani. Open Subtitles مثل جارِي الذي لَهُ مرضُ Legionnaire.
    Diğer tarafta zamanla oynayıp her şeyi eski haline getirme gücü bir tek onda var. Open Subtitles هو الوحيدُ على الجانبين الذي لَهُ القوَّةُ لمُعَالَجَة الوقتِ، لإعادة كُلّ شيءِ قَبْلَ أَنْ هذا كُلّ بَدأَ.
    -Terapistimin bürosunun yanında harika bir mağaza var. Eski moda muhteşem giysiler satılıyor. Open Subtitles هناك مخزن قُرْب مكتبِ معالجِي الذي لَهُ أفضل الملابسِ الممتازةِ.
    Bu odada, bize bu zor ekonomik zamanlarda liderlik edebilecek en fazla kıdeme ve kurumsal hafızaya sahip tek bir kişi var. Open Subtitles كشريك اسمِ أثناء تعليقِي. هناك شخص واحد في هذه الغرفةِ الذي لَهُ أكثر الأقدميةِ وذاكرة مؤسساتية
    - Bunun konuyla ne alakası var? . Open Subtitles الذي لَهُ ذلك وَصلَ إلى هَلْ مَعه؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more