Senin brownstone sokağında bulduğum ökçe, iyice ıslak olmasını sağladığın sokak. | Open Subtitles | والكعب الذي وجدته على الشارع الشارع الذي حرصت على أن يبتل |
bulduğum sperm izine göre, ölmeden hemen önce bir cinsel ilişkiye girmiş. | Open Subtitles | من السائل المنوي الذي وجدته لقد قامت بالجنس قبل وفاتها بوقت قصير |
Ne buldun denizci? Siktiğimin şeyine dokunma sakın! | Open Subtitles | أظهر نفسك. أظهر نفسك. ما الذي وجدته أيها الجندي؟ |
-Crosshedges'de Ne buldun? | Open Subtitles | حسنًا ؛ ما الذي وجدته في كروس هيدجز؟ |
Cep telefonunun yanında bulduğun anahtarla 253 numaralı kutuyu aç. | Open Subtitles | بواسطة المفتاح الذي وجدته بجانب الهاتف افتح الصندوق رقم 253 |
O, ceketinde bulduğu saç tellerine DNA testi yapan kız değil miydi? | Open Subtitles | أهي تلك التي قامت بأجراء فحص للحمض النووي الذي وجدته على سترته؟ |
- Bu keşifle ilgilidir. - Ama bulduğunuz şeyi mi arıyor olmanız gerekir? | Open Subtitles | أنها عن الأستكشاف لكن هل يجب عليك أن تبحث عن الشيء الذي وجدته |
Hala o çöpte bulduğum düğün albümüne bakarak çekiyorum ama... | Open Subtitles | مازلت استمني على البوم الزفاف الذي وجدته في القمامة ولكن |
- Organizasyonumda bulduğum açık beni yerimden edebilecek seviyedeki bilgiye sahip değildi. | Open Subtitles | العجز الذي وجدته بمُنضمتي لا يُمكنه تزويدهم بجميع المعارف اللازمة لتوغل المكان |
bulduğum inanılmaz şey, bir liderin kararlılığı olmadan hiçbir şeyin büyük bir çapta değiştirilemeyeceği. | TED | الأمر المذهل الذي وجدته أن لاشيء يتغير على المستوى الضخم دونما إصرار من قائد. |
Uyum yeteneğin keşfetmeye başladığımda en heyecan verici bulduğum şey onu geliştirebileceğimiz olmuştu. | TED | عندما بدأت في استكشاف القدرة على التكيّف، الشيء الذي وجدته أكثر إثارة؛ هو أننا بإمكاننا تحسينها. |
oldu. Cevap "hayır"dı, London Times arşivinde bulduğum. | TED | والجواب كان لا، الذي وجدته الذي وجدته في إرشيف صحيفة لندن تايمز. |
Bilmiyorum. Tavan arasında Ne buldun? | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي وجدته في العليّة ؟ |
Ne buldun? | Open Subtitles | ما الذي وجدته ؟ |
H-Hakkında Ne buldun? | Open Subtitles | ماذا ، ما الذي وجدته عنه ؟ |
Çıkarken anahtarı bulduğun yere bırak. | Open Subtitles | أثناء خروجك .. أعد المفتاح للمكان الذي وجدته فيه |
Senin bulduğun ceset oldukça iyiydi, oldukça inandırıcıydı. | Open Subtitles | الجسم الذي وجدته كان متقناً لدرجة تصديقه |
- Senin üzerinde bulduğun kana dayanarak cesetlerin onun arabası ile taşındığını ispatlayabiliriz. | Open Subtitles | أنه نقل هذه الجثث بسيارته بالارتكاز على الدم الذي وجدته |
O en iyimizdi. Ve bende ne bulduğu konusunda hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | لقد كانت أفضلنا، وليس لدي أدنى فكرة ما الذي وجدته فيّ |
Üzerinde spiral olan bulduğu bu hayvan hakkında bilgi istiyorum? | Open Subtitles | أريد أن أعرف عن الحيوان الذي وجدته ذي الحلزون على جانبه |
bahse girerim bu çamur arabada bulduğunuz çamurla aynı | Open Subtitles | اراهن ان هذا الطين نفس ذلك الطين الذي وجدته في ارضية السيارة ـ هل هو السائق؟ |
Bu sizin dairede bulduğunuz bu da Sugiuchi Yukiyo'nun cesedindeki. | Open Subtitles | هذا الذي وجدته في الشقه وهذا وُجِدَ مع جسمِوهذا وجد مع جثة يوكيو |
hazır ol, müzik endüstrisi ne buldum? | Open Subtitles | استعد، صناعة الموسيقى ما الذي وجدته الآن؟ |