"الذي يأتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelen bir
        
    • Bize hala bu
        
    • kaynağı
        
    Dövüş Kulübü'ne ilk kez gelen bir herifin kıçı bir kurabiye hamuruydu. Open Subtitles أنت في نادي القتال شخص أخر غيرك وأنت خارجه الشخص الذي يأتي لنادي القتال للمره الأولي يكون ضعيفاً كالعجينه اللينه
    Fakat bir de ayrıca, başkalarının hizmetinde geçirilen yıllardan gelen bir kibir var. Open Subtitles غرور الذي يأتي من الزهو بالدنيا، لكن هناك بعض الرجال من يزهو بخدمة البلاد
    Bu tip yerlere gelen bir adam değilim. Ahmağın biriyim. Open Subtitles لست النوع من الرجال الذي يأتي إلى هذه الأماكن، أنا أحمق
    Bize hala bu zaferi tattıracak vaktiniz var. Open Subtitles النصر الذي يأتي بصعوبة مذاقه مر
    Bize hala bu zaferi tattıracak vaktiniz var. Open Subtitles النصر الذي يأتي بصعوبة مذاقه مر
    O muhteşem yol tutuşun kaynağı da bu. Open Subtitles و هذا هو سر التوازن الرهيب الذي يأتي في السباقات
    gelen bir treni durdurduk Hadi Çocuklar. Open Subtitles نعمل ، قمنا بتعليق القطار الذي يأتي من تلك النقطه
    Çünkü sözde masumane insani yardımla gelen bir çeşit afet değil bu. Open Subtitles لأن هذه العاصفة ليست من النوع الذي يأتي لخدمة الإنسان
    Evet, benim son duamı etmek için tam da ben uyanmadan azıcık önce yanıma gelen bir rahip. Open Subtitles نعم، الذي يأتي على لإدارة بلدي مشاركة الشعائر الحق قبل أن تستيقظ فجأة.
    Her ne olursa olsun eve gelen bir adam. Open Subtitles هذا النوع من الرجل الذي يأتي دائما المنزل، مهما كانت.
    Her hafta el falı baktırmaya gelen bir adam var; Open Subtitles في ذلك الرجل الذي يأتي كل أسبوع لأقرأ له كفّه...
    Arkadaşlarıyla sohbetlerinizde sık sık gündeme gelen bir konu seç. Open Subtitles مجرد اختيار بعض الموضوع الذي يأتي في كثير من الأحيان... ... بين أصدقائك في المحادثة.
    Bunun üstesinden gelen bir adamın kişiliğini nasıl yeniden inşa ettiğini görüyordunuz ve artık Amerika'da, George Foreman'dan daha cana yakın insan bulmak zordu. Open Subtitles 'لمشاهدة الرجل الذي يأتي للخروج منه ، 'الطريقة التي أعيد بناؤها شخصيته ، 'انه من الصعب العثور على أي شخص في أمريكا اجتماعي أكثر من جورج فورمان.
    Kanınızın kaynağı, pınarı, başı yok oldu. Open Subtitles الأرث الذي يأتي منه دمائك .الملكية قد توقف
    Tüm bunların, ailenin servetinin kaynağı. Open Subtitles إنه المكان الذي يأتي منه كل هذا ثروة العائلة
    Kobaltın kaynağı da bu işte. Open Subtitles هذا هو المكان الذي يأتي الكوبالت من.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more