"الذي يجب" - Translation from Arabic to Turkish

    • gereken
        
    • gerektiğini
        
    • zorunda
        
    • gerektiği
        
    Ama gizlilik ve alışmamız gereken paranoyak güvenlik önlemleri daha uzun gibi gösterdi. Open Subtitles لكن السريةَ غطاء الأمنِ المذعورِ الذي يجب أن نَلتزمُ به جَعلَه يَبْدو أطولَ
    Ancak hatırlaman gereken şey, salak bir sınavdan kaç aldığın değil, gerçek hayatta nasıl iyi bir insan olduğundur. Open Subtitles لكن الشيء الذي يجب تذكره ليس نتيجتك في اختبار سخيف أنه أقل أهمية من طريقة تصرفك في الحياة الواقعية
    Sadece o olması gereken yerde o alır emin olmak için yeterince uzun. Open Subtitles فقط فترة كافية لأتأكد أنه ذهب إلى المكان الذي يجب أن يذهب إليه
    Şu anda bilmem gereken tek şeyi biliyorum: Onu sevdiğimi. Open Subtitles الآن , أعرف الشيء الوحيد الذي يجب علي أن أعرفه:
    O burada kalıyor. Ne yapması gerektiğini ona ben söylerim. Open Subtitles ستبقى هنـا، أنا الذي أقرر ما الذي يجب أن تفعله.
    Ateş Lordu'yla yüzleşmek zorunda olan sensin. Kararın ne olursa olsun, yanındayım. Open Subtitles أنت الذي يجب أن يواجه زعيم النار مهما كان قرارك فأنا معك
    Şu anda bana söylemen gereken şey 'Seni seviyorum' olmalıydı. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يجب ان تقوله لي الان: هو احبك
    Belki de kendinize sormanız gereken soru: "Brian Shepard ne saklıyor acaba? Open Subtitles لعل السؤال الذي يجب ان تسأله هو ما الذي يخفيه برايان شيبرد؟
    Bonnie sizin, tam da bizim takılmamız gereken tarzda insanlar olduğunuzu düşünüyor. Open Subtitles بوني تعتقد بأنكم ذالك النوع من الناس الذي يجب أن نتسكع معهم
    Ben içki içmem. Hakkımda bilmen gereken bir şey bu. Open Subtitles لا، أنا لا أشرب الخمر، الذي يجب أن تعرفه عني
    Kişiliğinin olması gereken yerdeki dev kara delikten dikkati başka yere çekiyor. Open Subtitles فذلك يصرف الإنتباه عن المكان الموحش الذي يجب أن تبقى فيه شخصيتها.
    İşte günde iki kez beslenmesi gereken, binlerce ağzı olan canavar burası. Open Subtitles هذا هو الوحش ذو الألف فم، الذي يجب أن يطعم مرتين يوميا.
    Bu yüzden, bütün yapmanız gereken beni asmak, sonra her şey yoluna girecektir. Open Subtitles لذلك كل الذي يجب عمله هو أن تشنقني وكل شي سيكون بخير بعدها
    Şu anda alâkadar olman gereken tek polis benim, tamam mı? Open Subtitles أنا الشرطي الوحيد الذي يجب أن تشغل نفسك به الآن، اتفقنا؟
    Ona, endişe duyması gereken üvey kardeşin ben olmadığımı söyledim. Open Subtitles أخبرتها أنني لست الأخ بالرعاية الذي يجب أن تقلق منه
    Ve bu sadece yaşanan devrimi ve ödememiz gereken bedeli gösteren dehşet verici resimlerden biri. TED هذه بعض من الصور الاقل شناعة عن الثورة انه الثمن الذي يجب ان ندفعه من اجل تقدمنا
    Bazen sosyal itibar adına yalancılığa isteyerek katılabiliriz, belki sır olarak saklanması gereken bir sırrı saklamak için. TED أحيانا نُعد المشاركين في الخداع من أجل المكانة الاجتماعية، ربما للحفاظ على السر الذي يجب أن يبقى مكتوم، سر.
    ama burada hatırlamamız gereken gerçekten önemli şey o tümüyle kötü değildir. tarım kötü birşeydir değil TED ولكن الشيء المهم الذي يجب تذكره هو أن ليس كل شيء سلبي. الزراعة ليست أمرا سيئا.
    Korkmanız gereken asıl şey nedir? TED ما هو الشيء الحقيقي الذي يجب أن تخاف منه؟
    Böbrek ameliyatından sonra seks yapmak için ne kadar beklenilmesi gerektiğini biliyor musun? Open Subtitles هل تعلم كم هو الوقت الذي يجب ان تنتظره بعد الجراحة لتمارس الجنس؟
    Kahrolası şeyi hissetmek istiyorum. O yüzden ne yapmam gerektiğini... Open Subtitles لذلك لا أعرف برأيك ما الذي يجب أن أفعله ؟
    Bu küçük hayvanların, yaşamak zorunda kaldıklarının boyutunu ancak kendi bakış açılarıyla aktarabilirler. Open Subtitles أرادو نقل المدى الذي يجب أن تخوضه تلك الحيوانات الصغيرة بإظهاره من منظورهم
    Kendi başlarına, yola çıkmaları gerektiği bir zaman zor deneyimlerden öğrenerek... Open Subtitles الوقت الذي يجب فيه أن ينطلقون وحدهم ويتعلّمون من التجربة القاسية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more