Hem böyle bir şey olsa, aza sahip çoğunluk beraberinde yaşamak istedikleri yerle alakalı tamamen farklı değerleri de getirecektir. | TED | وعندما يفعلون، فأنهم يجلبون معهم مجموعة مختلفة تماماً من القيم حول المكان الذي يريدون العيش فيه. |
Yaptıkları şey normal farelerden daha fazla yemek yemek, istedikleri kadar yemelerine izin verirsek şişmanlayacaklar. | TED | والذي يحدث انهم يأكلون اكثر من الفار الطبيعي وبالتالي هم يصبحون سمينين اذا سمحنا لهم بالاكل بالقدر الذي يريدون. |
İzleyiciler seyretmek istedikleri şeyi kontrol edebilecekler. | Open Subtitles | المشاهدون يستطيعون نوعا التحكم ما الذي يريدون مشاهدته |
Eğer açmak istedikleri kapıyı açılmış gibi gösterirsek. | Open Subtitles | إن تمكنا من معرفة ماهو الباب الذي يريدون فتحه |
İnşa etmek istedikleri parkı gördüm.Baya güzel. | Open Subtitles | رأيت المنتزه الذي يريدون بناءه ووجدته مكاناً جميلاً |
O gitmek istedikleri yere ulaşabilecek kadar yaşayacaklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أشكّ بشدّة إن كانوا سيستطيعون النجاح في مبتغاهم في الوصول إلى المكان الذي يريدون الذهاب اليه |
Bu sadece bir vücut yapısı ve üreme yollarıdır ve insanlar istedikleri cinsiyeti seçebilirler, eğer ki toplum tarafından erkek veya kadın kategorisini seçmeye zorlanmazlarsa, aynen Güney Afrika'nın insanları siyah veya beyaz kategorisini seçmeye zorladığı gibi. | TED | فهذا أمر يتعلق بالتشريح فحسب وقنوات للتوالد، وبوسع الناس اختيار الجنس الذي يريدون إذا لم يصنفهم المجتمع رغمًا عنهم إلى ذكور أو إناث كما اعتادت جنوب افريقيا على تصنيف الناس إلى سود وبيض |
Senden istedikleri şey nedir, Nate? | Open Subtitles | ما الذي يريدون منك فعله يا نايت ؟ ماذا ... |
Sabah bağışçıların kahvaltısı var ve sabah 11'de haberleri açtıklarında görmek istedikleri insan sizsiniz. | Open Subtitles | لديك إفطار مع منظمين حفل التبرعات في الصباح وعندما يفتح أولئك المنظمون أخبار الساعه الـ11 مساءً أنه وجهكَ الذي يريدون رؤيته |
Yok etmek istedikleri tren bu. | Open Subtitles | هذا هو القطار الذي يريدون تدميره |
Sahip olmak istedikleri çocukların karakterlerini belirtirler. | Open Subtitles | من مميزات الطفل الذي يريدون تربيته |
Eğer insanları istedikleri yere götürmezsem tekrar otobüsüme binmelerini bekleyemem. | Open Subtitles | إن لم آخذ الناس إلى المكان الذي يريدون الذهاب إليه... لن أتوقع منهم أن يعودوا على متن حافلتي. |
- Öğrenmek istedikleri ne varsa, her şeyi anlat. | Open Subtitles | -أياً كان الذي يريدون أن يعرفوه، فقط أخبريهم |
İstedikleri o. | Open Subtitles | تلك الذي يريدون. |
Evet, bu her zaman düşünmeni istedikleri şeydir. | Open Subtitles | نعم ذلك الذي يريدون أن تعتقده |
Tam istedikleri yerdeyiz, Jess: | Open Subtitles | أننا نكون في الموضع الذي يريدون وضعنا به ، (جيس) |
Manhattan'a atmak istedikleri türden. | Open Subtitles | النوع الذي يريدون إستخدامه لقصف (مانهاتن) |