Ama dünya onlara hak ettikleri tanınırlığı vermez. | Open Subtitles | و يشعرون بأن العالم لم يمنحهم الإهتمام الذي يستحقونه |
Bu halka gittiğinde belki ordu eski savaş gazilerine hak ettikleri tedaviyi uygular. | Open Subtitles | عندما ينتشر هذا للعلن ربما يعالج الجيش المحاربين القدامي باللإحترام الذي يستحقونه مع السلامة |
...benim görüşüm kabul edilip anlaşılana kadar hak ettikleri ilgiyi görüyorlar. | Open Subtitles | الاهتمام الذي يستحقونه حتى يتم قبول وجهة نظري والثناء عليها |
Asla hak ettikleri değeri görmediler. | Open Subtitles | لم يتلقوا أبداً الاعتراف الذي يستحقونه |
Dorota ve Vanya'ya hak ettikleri rüya düğünü sağladığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأن بإستطاعتي إعطاء (دورودا) و(فانيا) -حلم الزفاف الذي يستحقونه |
hak ettikleri saygıyı göstermelisiniz. | Open Subtitles | -يجب أن تظهر لهم الإحترام الذي يستحقونه |