"الذي يكرهه" - Translation from Arabic to Turkish

    • nefret ettiği
        
    • nefret eden
        
    Sanırım kız arkadaşından ve nefret ettiği TV işinden uzak kaldığı için memnun. Open Subtitles اعتقد بأنه سعيده لانه سوف يبتعد عن صديقته وعمله في التلفاز الذي يكرهه
    Artık herkesin nefret ettiği adam gibi bir halk kahramanı olacağım! Open Subtitles سأكون بطلة الطائرة, مثل هذا الرجل الذي يكرهه الجميع الآن,
    İşte biz yönetim danışmanlarının nefret ettiği bir soru. Open Subtitles هذا هو السؤال الوحيد الذي يكرهه المستشارين الاداريين
    Bizden daha çok nefret ettiği tek şey Çin. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يكرهه أكثر منا هو الصين
    O benim. Sen de ondan nefret eden kardeş olmalısın. Open Subtitles هذهِ انا، و لابدّ أنّكَ أخوه الذي يكرهه.
    Bizden daha çok nefret ettiği tek şey Çin. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يكرهه أكثر منا هو الصين
    Herkesin nefret ettiği baş hekim hala kaplumbağadan kaçmaya devam ediyor ve onunla alay ediyor, fakat hikayenin sonunda... Open Subtitles فمدير المستشفى الذي يكرهه الجميع... أخذ يركض أمام السلحفاة ويسخر منها... ولكن في النهاية...
    Cobb'un Erikson'dan daha fazla nefret ettiği tek şey, polis. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يكرهه (كاب) أسوء من (إريكسون) هو الشرطة.
    Aile arasında, kanı dökülürse en nefret ettiği kişinin peşine düşeceği söylenirmiş. Open Subtitles ... فقط قصص عائلية بأنه لو سُكبت دمائه . فسوف تتوجه الي الشخص الذي يكرهه كثيراً
    Sen şu herkesin nefret ettiği adam değil misin? Open Subtitles -ألست أنت الرجل الذي يكرهه الجميع؟
    Jason'ın küçük sevgilisi, nefret ettiği adamla yatıyormuş. Open Subtitles صديقة " جيسون " تعاشر الرجل الذي يكرهه
    Beyzbol sahasında herkesin nefret ettiği adamım ben de. Open Subtitles وأنا الرجل الذي يكرهه الجميع
    İlk olarak, Montclair'den kalkıp gelen ve sırf Dogs'la çalmak için nefret ettiği babasıyla yaşayan: Open Subtitles الأول, "اول ذا وي" من مونتكلير يسكن مع ابيه الذي يكرهه فقط ليعزف مع الـ جلوري دوقز !
    Bundan şüpheliyim, Chuck'ın gecikmesinden daha fazla nefret ettiği tek şey bu, dolayısıyla gidiyorum. Open Subtitles هذا شئ اشُك به والشئ الذي يكرهه اكثر من (تشاك) هو التأخر ولذلك سوف اقوم بالذهاب
    Jupiter halkının ucubelerden daha çok nefret ettiği tek şey ibnelerdir. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يكرهه سكان جوبيتر) أكثر من المختلين هم المثليون جنسياً)
    Danno yüzmekten sonra nefret ettiği tek şeyin koşmak olduğunu söylüyor. Open Subtitles (دانو) يقول أن الشيء الوحيد الذي يكرهه
    Eğer ölürse ve cesedi ondan nefret eden ve korkan ağabeyine teslim edilirse, 400 bin. Open Subtitles إذا مات وسلمت جثته لأخيه الذي يكرهه ويخشاه فـ 400 ألف دوكات
    Biliyorum ama iki hafta oldu elimize geçen tek şey Başlıklı'dan senin ona tapındığın kadar nefret eden polisin fotoğraflarını çekmek. Open Subtitles أعلم، لقد مرّ إسبوعين، وكلّ ما فعلناه هو إلتقاط الصور للضابط الذي يكرهه بقدر ما تحبه أنت.
    Hatta bu dünyada, senin ondan nefret ettiğinden daha çok nefret eden tek bir kişiyi çağırabilirsin. Open Subtitles حتّى أنّك دعوت الرجل الوحيد على وجه الأرض الذي يكرهه أكثر منك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more