"الذي ينبغي" - Translation from Arabic to Turkish

    • gereken
        
    • Yapılacak
        
    Koca yıl boyunca banyo yapmam gereken tek gün sular kesilmiş. Open Subtitles اليومُ الوحيد بالسنة الذي ينبغي عليّ الإستحمامُ به, تنقطعُ بهِ المياه.
    Ama bugün tartışmamız gereken ve gerçekten önemli olan internetin vatandaş-merkezli bir tutum içerisinde gelişmesini nasıl sağlayabileceğimizdir. TED السؤال الملح الذي ينبغي أن يطرح اليوم هو كيف نتأكد أن الإنترنت ستتطور بشكل يعتمد على المواطن لا الحكومة.
    Utanç hakkında bilmeniz gereken diğer şey ise tamamen cinsiyete göre organize olduğu. TED الشيء الآخر الذي ينبغي علينا معرفته عن العار بأنه مرتب حسب الجنس.
    Bir çocuğu annesinden ayırmak hoşuma gitmiyor ama şüphesiz ki böylesi bir durumda Yapılacak en doğru şey bu. Open Subtitles إني لا أستمتع بأخذ طفل من والدته لكنّ في هذه القضية، من الواضح أنه الأمر الصواب الذي ينبغي فعله
    Kesinlikle Yapılacak en doğru şey bu olur. Open Subtitles هذا هو بالتأكيد الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله.
    Bir sonraki bulmam gereken şey pilleri denetleyen kod ama tekrardan samanlıktaki iğne sorununa geri dönüyoruz. TED الشيء التالي الذي ينبغي أن أجده هو البرمجة المتحكمة بالبطارية، وبهذا نعود إلى مشكل الإبرة بكومة من الإبر.
    Böyle bir durumda sormamız gereken ilk soru. "Bitkilerimizi nasıl soğuğa daha dayanıklı yaparız?" TED السؤال الذي ينبغي علينا طرحه على الأرجح هو، كيف يمكننا جعل نباتاتنا تتحمل البرد؟
    Kendinize sormanız gereken ilk soru şu olmalı: Bundan korkmalı mıyız? TED السؤال الآخر الذي ينبغي عليكم سؤاله هو، هل ينبغي علينا الخوف منه؟
    Bu yeti onları o kültürün merkezine yerleştiriyor ve bence olmaları gereken yer de tam olarak orası. TED ذلك يضعهم في قلب الحوار الثقافي، وهو بالضبط ما أراه المكان الذي ينبغي أن يكونوا فيه.
    Katedilmesi gereken çok yol var ve hâlâ güçlü sesleri desteklememiz gerekiyor, çünkü değişiklik yapanlar ve yeni bakış açıları getirenler onlar. TED هناك الكثير من التقدم الذي ينبغي تحقيقه، وبصراحة، لازلنا بحاجة لدعم أشخاص أقوياء، حيث أنهم هم من يحركون الأمور ويجلبون انطباعات جديدة.
    Bu baban ve benim yapmamız gereken bir şey. Open Subtitles هذا هو الشيء الذي ينبغي القيام به لي والدك.
    Hormon seviyem, olması gereken yerde değil. Open Subtitles أنظر، مستويات الـ أتش سي جي لديّ ليست في المكان الذي ينبغي أن تكون به
    Sana göstermem gereken saygıyı göstermediğimi biliyorum. Open Subtitles أعرف أنني لم أعطى لك الاحترام الذي ينبغي ان اعطه لك.
    Olunması gereken yerin burası olduğuna dair bir sinyal göndermeliyiz. Open Subtitles ارسل اشارة تعود إلى هنا إنه المكان الذي ينبغي أن تكون
    Burada olması gereken zar tabakasını görebilmek için az bir hayal gücü yeterli. Open Subtitles يتطلب الأمر بعض الخيال لتشكيل الغشاء الذي ينبغي أن يتواجد
    Zaten onun hakkında konuşmanız gereken ben değilim. Open Subtitles على أية حال، أنا الشخص الذي ينبغي الحديث عنه
    Yapılacak en doğru şey bu, Open Subtitles هذا هو الشيء الذي ينبغي عمله مثل التخلص من هتلر
    Gary'iyle konuşmak Yapılacak en doğru iş. Open Subtitles التحدث مع جاري الشيء الصحيح الذي ينبغي عليك القيام به.
    Güven bana. Yapılacak en doğru şey bu. Open Subtitles ثقي بي, هذا هو التصرف الصحيح الذي ينبغي فعله
    Yani bence Yapılacak en doğru şey ailesinin niyetimi bildirmek, değil mi? Open Subtitles نعم, لذا أشعر هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله هل أُعلم والديها بما أنوي, صحيح؟
    Yapılacak en doğru şey buydu. Open Subtitles هذا هو الأمر الصائب الذي ينبغي القيام به.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more