Önemli olan tek şey, seni emanet edeceğim adamın iyi bir adam olması. | Open Subtitles | والشئ الوحيد الذي يهم هو أن يكون الرجل الذي سأسلمك له رجلاً جيداً |
çünkü o zamanlar her şey rekabet ve saldırganlıkla ilgiliydi, yani bu pek de mantıklı gelmiyordu. Önemli olan şey kazanıp kaybetmek. | TED | لأنه آنذاك كان كل شيء يتعلق بالتنافس والعدوانية، ولم يكن ذلك من المنطقي. الأمر الوحيد الذي يهم هو إما أن تفوز أو تخسر. |
Önemli olan tek şey iyi bir hikaye yaratmanız... | TED | الشيء الوحيد الذي يهم هو أنك من تصنع القصة الجيدة. |
Adınızın ne olduğu önemli değil Önemli olan burada ne yaptığınız. | Open Subtitles | لا يهم ماذا نسميك الذي يهم هو ماذا تفعل هنا |
Önemli olan tek cesaret seni bir yerden başka bir yere götürecek olandır. | Open Subtitles | حسنا، الشجاعة الوحيد الذي يهم هو من النوع الذي يحصل لك من لحظة واحدة إلى أخرى. |
Bunu nasıl bildiğim önemsiz. Bence Önemli olan şey onun sayesinde özel bir bağ kurduk. | Open Subtitles | الذي يهم هو أننا شكلنا فريق خاص بسبب ذلك |
Önemli olan, ikimiz insanlara yardım edebiliriz. | Open Subtitles | الذي يهم هو أنكِ وأنا قادرين على مساعدة الناس. |
Benimle konuş. Önemli olan tek şey benim nasıl hissettiğim. | Open Subtitles | تحدث معي، الشيء الوحيد الذي يهم هو شعوري |
Önemli olan tek şey artık kim olmayı seçtiğindir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يهم هو أن تختار من تكون الآن |
Önemli olan, iyi bir şey yapmak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يهم هو لفعل العمل الجيد |
Önemli olan tek şey kalbinden neyin geçtiği. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يهم هو ما تشعر به في قلبك الآن. |
Amcam hep der, "Önemli olan şey, asıl Önemli olan şey her gün aynada gözlerine bakabilip, kendine dürüst olduğunu bilmektir." | Open Subtitles | لقد اعتاد عمي على القول : الشيء الوحيد الذي يهم , هو المهم حقاً وذلك حتى تستطيع أن تنظر في عينيك في المرآة |
- Önemli olan kimsenin incinmemiş olması. | Open Subtitles | أظن أن الذي يهم هو عدم إصابة أي أحد. أجل. |
Önemli olan tek şey güvenebileceğin kişilerdir. | Open Subtitles | فتجد الشيء الوحيد الذي يهم هو شخص تثق فيه |
Önemli olan, bu sanıkların neye inandığıdır. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي يهم هو ما يؤمن به هؤلاء المدعى عليهم |
Önemli olan, korkuna karşı ne yaptığındır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يهم هو ما تفعلينه حيال ذلك |
Önemli olan tek şey sorunların tedavi edilmesi. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الذي يهم هو معالجة الاضطرابات |
Önemli olan tek şey şu şey sıfırlanmadan buraya dönmeniz. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يهم هو نجاحكم بالعودة إلى هنا قبل أن يصل هذا إلى الصفر |
Artık değil. Yıllarca da önemli olmayacak. Önemli olan tek şey senin kim olduğun Harrison Wells. | Open Subtitles | لم يعد يهم ولن يهم لسنين عديدة الشيء الوحيد الذي يهم هو من تكون |
Tek Önemli olan, bundan böyle Burov'la yapacağın işler olacak. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي يهم هو العمل الذي سوف تقوم بعمله مع بروف |