İnsanlar bu muhteşem bankeri gerçek anlamda öğrenmiş olur. | Open Subtitles | و سيعلم المستمعون المزيد عن حياة المصرفي الرائعة و روحه العظيمة |
Seçeneklerin La-Z-Boy, yumuşak ve sağlam, benim kişisel favorim, muhteşem Japon şiltesi. | Open Subtitles | أجل لذلك فخياراتك هي هي هذه الكرسي الرائعة و ما أفضله هو هذا الكرسي الرائع |
Bu gece muhteşem anılarla eve döneceğim ama bir anım... gerçekten çok kötü olacak. | Open Subtitles | سوف اذهب الليلة إلى البيت مع الكثير من الذكريات الرائعة و ذكرى واحده مقيته |
Harika göründüğümüzde bütün kirli işleri o yapar, ...bizler sadece onun muhteşem karizmasından faydalanır ve eğleniriz. | Open Subtitles | و قد تعلّقنا بتلك الشخصيّة الرائعة و استمتعنا بالرحلة |
Tanımladığımız, Jamie ve diğerlerinden gördüğünüz organizmalar, muhteşem canlıların yaptıkları şey, her biri hayatın kurallarını çiğniyorlar. | TED | كل واحد من هذه الكائنات التي قدمها جيمي و آخرون ، هذه الأشياء الرائعة و التي يقومون بها جميعهم، إنهم يخترقون قوانين الحياة. |
Hız yapan ve yavaşlayan bir scooter'dan görebileceğiniz şeylerin fotoğraf kareleri. Roma'da gezinirken, muhteşem yüzeyleri ve karşınıza çıkan belirsiz şeyleri daha ayrıntılı inceleyebilirsiniz. | TED | لقطات سريعة لاشياء يمكن ان تراها من على دراجة نارية مسرعة و أيضاً ببطء بالتمشي في روما ربما تستطيع ان تدرس بعمق أكثر المظاهر الخارجية الرائعة و ما لايمكنك مصادفته |
Bir de muhteşem bir şekilde cezbediciliği olan önyargısız, temiz arama sonucu fikrinin bir efsane olduğunu hatırlatmak istiyorum. | TED | و، إن كان هناك أي شيءٍ آخر، ليذكرنا أن هذه الفكرة الرائعة و المغرية حول نتائج البحث، النظيفة و الغير منحازة فهو أن تظل أسطورة. |
Beijing'den dönmemden kısa süre sonra kadınlar tarafından kurulmuş olan bu muhteşem organizasyonda çalışma fırsatına atladım, dünya çevresinde kadın haklarını destekleyen organizasyonlar. | TED | و بعد عودتي من بكين بوقت قصير, تمسكت بفرصة العمل في تلك المنظمة الرائعة, و التي أسستها النساء, لمساندة منظمات حقوق المرأة حول العالم. |
Orada sadece muhteşem şelaleler ve damlayan kaynaklar dere kenarında akan suyun rahatlatıcı sesleri var. | Open Subtitles | هناك فقط الشلالات الرائعة... و نافورة القطرات... ... |
Herkes bana muhteşem masaj mekânlarından fahişelerden falan söz ediyordu. | Open Subtitles | و الجميع كان يخبرني عن أماكن التدليك الرائعة ...و الراقصات و كل شيء |
Senin gülüşün muhteşem Ve kim bilir? | Open Subtitles | ابتسمي ابتسامتك الرائعة و من يعلم؟ |
Sonra yanıma geliyorsun, tekrar tekrar flört ediyorsunuz üstüne öpüşüyorsunuz muhteşem melodilerimi dinliyorsunuz, mükemmel şarabımdan içiyorsunuz gidip harika halımın üstüne döküp gülüyorsunuz. | Open Subtitles | ومن ثمة تأتون قربي تتغازلون و تتغازلون تتغازلون و تتغازلون وتتبادلون القبل و تستمعون الى موسيقاي الرائعة و تشربون نبيذي اللذيذ |
Ama biz oraya ulaştık. Ve ben tek ,muhteşem bilimsel ve kişisel bir fırsat elde ettim... ...daha önceden hiç dalış yapılmayan bir yere ulaşmak için... ...ve henüz adaya yeni varıp "Tamam,nereye dalacağız? | TED | و لكننا وصلنا إلى هناك، و أتيحت لي تلك الفرصة الرائعة و الفريدة على الصعيدين العلمي، و الشخصي للغوص في بقعة لم يغص بها أحد قط و أن أذهب إلى الجزيرة و أقول،" حسناً، أين سنغوص؟ |