Çünkü harika bir hatun biliyorum, sizi buluşturmayı çok isterim. | Open Subtitles | لأنى أعرف لك تلك الفتاه الرائعه ويمكننى أن أعرفك عليها |
İzin ver de sana birini ayarlayayım. Bir sürü harika adam tanıyorum. | Open Subtitles | هيا , دعني أرتب لكِ موعد , أعرف الكثير من الرجال الرائعه |
Şu sürüngen çocuğu da çağırıyorum harika yılanları ve timasahları var. | Open Subtitles | أجل، سيأتي رجل الزواحف و معه تلك السحالي و الأفاعي الرائعه |
Komünizmin dünyadaki adaletsizliği nasıl temizleyeceği konusunda beni aydınlatan muhteşem bir kız. | Open Subtitles | تلك الفتاة الرائعه اللتي أنورتني كيف بإمكان الشيوعيين محو الظلم من العالم |
Lobide çok hoş dükkanlar var. | Open Subtitles | أوه , هناك بعض المحلات الرائعه فى نهاية الردهه |
O sadece mükemmel bir dansçı değil aynı zamanda bana, yardıma ihtiyacı olan diğer insanlara bedeli ne olursa olsun yardım etmem gerektiğini öğretti. | Open Subtitles | والتى ليست فقط الراقصه الرائعه ولكن هناك من علمنى ان هنا اناس يقفون بجانب اناس , مهما تكلف الامر |
Bunları inşa ederken karşılaşılan zorluklar ve bu teknolojiyi uygulamak için inanılmaz fırsatlar hakkında bir kaç şey söylemek istiyorum. | TED | احب ان احدثكم قليلاً عن التحديات في بناءها وبعض الفرص الرائعه في تطبيق هذه التكنولوجيا. |
Hayatının geri kalanını harika fikirler uydurup, sermaye bulamayarak harca. | Open Subtitles | اقضى بقية حياتك فى حلم بالأفكار الرائعه التى تقوم بالتمويل |
- harika bir yemekti teşekkürler. - asıl muhteşem masa için sana teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لك على هذا العشاء الرائع شكرا لكي على هذه الطاوله الرائعه |
Ama çocuklarımıza anlatabileceğimiz harika hikayeyi düşün. | Open Subtitles | ولكن فكر بالقصة الرائعه التي سنكون قادرين على أخبار أطفالنا بها |
Burada, Londra Kulesi'nde, dünyanın en ünlü hapisanesinde... kaldığımız sürece, bu harika mücevherler... kilit altında ve, güvende olacaklar. | Open Subtitles | التي اقيمت هنا في برج لندن من اشهر السجون في العالم حيث توضع تلك المجوهرات الرائعه بأمان |
- harika! Bir sürü eski şey var. Mumyalar, mezarlar. | Open Subtitles | جميله، الكثير من المومياءات وفن العماره الرائعه |
Babanın evinde bir sürü harika eşya varmış. | Open Subtitles | اباك كان يملك الكثير من الاشياء الرائعه انظر لهذا 95 00: |
Özellikle de bu harika hizmetçi servisi olduğu sürece. Çok saygılı. | Open Subtitles | خصوصا بتواجد هذه الخدمه للغرف الرائعه المتميزه |
Gidip şu bahsedilen, muhteşem makinelere bakmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ما رأيكم بأن نرى تلك الالات الرائعه التي نسمع بها |
Sizin muhteşem başarılarınızla kıvanç duydum. | Open Subtitles | ولقد شعرت بالنشوه لتلك الانجازات الرائعه |
Lobide çok hoş dükkanlar var. | Open Subtitles | أوه , هناك بعض المحلات الرائعه فى نهاية الردهه |
"O mükemmel evladın, o görkemli kişiliğin... | Open Subtitles | هذة الطفلة الرائعه صاحبة الشخصية العظيمة |
Benim sende gördüğümü görmesini istiyorum-- Tapılası, inanılmaz sevgi dolu, anlayışlı bir kızı . | Open Subtitles | و اريدها ان ترى ماراه البنت الرائعه المحبوبه ذات القلب الكبير والطبع اللطيف |
Bayanlar ve baylar, mesdames est messieurs, bienvenus, sizlere bu akşam bu müthiş olay için hoşgeldiniz diyorum. | Open Subtitles | سيداتي سادتي اهلا بكم الليله في هذه المناسبه الرائعه |
Hem evet deyip hem de bunu o havalı araba için yapmadığımızı nasıl gösteririz? | Open Subtitles | كيف نقول نعم ونجعلها تبدوا انها ليست فقط لركوب العربه الرائعه |
Pekala, pantomimcilerden yarışma için şahane görüntüler aldım. | Open Subtitles | لقد حصلت على بعض الصورة الرائعه التي أُخذت من التمثيل الصامت. |
Robyn salak olabilir, ama bence çok güzel kokuyor. | Open Subtitles | ربما العطر يبدوا سخيفاً لكني معجبه برائحته الرائعه |