Her zaman Yukarı Doğu Yakası'na Serena yüzünden bu kadar bağlı olduğunu sanıyordum fakat bundan daha fazlası varmış. | Open Subtitles | كنت دائماً أظن أن سيرينا هي السبب في وقوعك في حب الجانب الشرقي الراقي ولكن الأمر أكثر من ذلك |
Yukarı Doğu Yakası'na alışmak da benim epey zamanımı almıştı. | Open Subtitles | لقد اخذت فترة حتى تعودت على الجانب الشرقي الراقي أيضا |
Yukarı doğu yakasındaki hayatla savaşmanın tek yolu ateşe ateşle karşılık vermektir. | Open Subtitles | لا الطريقة الوحيدة للتعامل مع الجانب الشرقي الراقي هي محاربة النار بالنار |
Pekâlâ oğlum bu ünlülerin alış-veriş yaptığı şu lüks süpermarketlerden. | Open Subtitles | حسناً يا فتى، هذا هو المتجر الراقي الذي يتسوق فيه جميع المشاهير |
Bu yüzden üst çekmece, üst sınıf hayat kadını olmadığını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | لذا أطن بأنها لم تكن ساقطة من النوع الراقي |
Yukarı doğu yakasında dünyanın aynen göründüğü gibi olduğunu düşünmek kolaydır. | Open Subtitles | في الحي الراقي الشرقي من السهل ان تعتقد ان العالم كما يبدو |
Uyanın, Yukarı Doğu Yakalılar. | Open Subtitles | ترجمة استيقظوا ، استيقظوا يا اهل الحي الشرقي الراقي |
Yukarı Doğu Yakasını bir hortum gibi gibi sarsacak. | Open Subtitles | سيهز هذا الخبر الجانب الشرقي الراقي مثل الإعصار |
Yukarı Doğu tarafında yaşıyor olabilirim, ama burada sözüm geçmiyor. | Open Subtitles | حتى تتمكن من حضورها أتعلمان ، أنا أعيش في الحي الشرقي الراقي بالفعل ولكن ليس عندي نفوذ هنا |
Görünüşe bakılırsa, Yukarı Doğu Yakasının en müstevi suçlusu size size yolu gösteriyor. | Open Subtitles | يبدو أن أنعم مجرمة في الحي الشرقي الراقي قد قامت بطردكن للتو |
Görünüşe göre, Yukarı Doğu Yakası'ndaki ilk dersini aldın. | Open Subtitles | حسن ، يبدو أنك تعلمت أول درس من دروس الحي الشرقي الراقي |
Bak, bak, bak, Yukarı doğu yakalılar. | Open Subtitles | حسنٌ حسنٌ حسنٌ يا أهالي الحي الشرقي الراقي |
Kafam patlamadan önce daha ne kadar büyüyebilir? Alanların yarısı, kendileri var mı diye merak eden Yukarı Doğu yakası sakinleridir. | Open Subtitles | ربما نصف المبيعات تمت من أبناء الشرق الراقي حيث يتحرقون شوقاً لمعرفة ماإذا كانوا فيه |
Yukarı Doğu Yakası partilerinde, biz onlara ilk eşler diyoruz. | Open Subtitles | حسنٌ ، نسمي ذلك الزوجات الأوائل في مناسبات الحي الشرقي الراقي |
Bağışla beni ama senin bu Yukarı Doğu yakası alışkanlıklarını hiç anlayamadım. | Open Subtitles | سامحيني ، فأنا لا أفهم قط تقليد الحي الشرقي الراقي هذا الخاص بكِ |
Aslında, Yukarı Doğu yakasını bir parça daha açabilirsen çok iyi olur. | Open Subtitles | حسنٌ ، بودنا لو تفضح عالم الحي الشرقي الراقي أكثر قليلاً |
Ne diyeceğim, üçüncü yol üzerindeki lüks restoranı biliyor musun? | Open Subtitles | تعرفين ذلك المطعم الفاخر الراقي على الشارع الثالث ؟ |
...benim müşterilerim daha lüks, daha sevimli ürünleri tercih eder. | Open Subtitles | لكن زبائني يفضلون أكثر الراقي ، المنتج الأجمل. |
üst düzey yiyecek içecek saglayan firmalari aradim ve tek bir parti oldugunu ögrendim. | Open Subtitles | لذا اتّصلتُ بجميع مُقدّمي الطعام الراقي ووجدتُ أنّ هناك حفلة واحدة. |
Hemen sonrasında servetine yeniden kavuştu ve Yüksek sosyeteye geri döndü. | Open Subtitles | صحيح أنه بعد ذلك ، استعاد ثروته وعاد الى المجتمع الراقي |
Lola'nın Yukarı Doğu Yakasının sosyal durumlarıyla pek alakası yok. | Open Subtitles | لا ,لولا لا تهتم بأخبار الجانب الشرقي الراقي |
Bu harika A-C salonunda İnsan ticareti hakkında konuşmak çok şık bir hareket. | TED | من الراقي جدًا الحديث عن تجارة البشر في القاعات المكيفة |
Böyle şeyleri söylediğinizi başkalarının duymasına izin vermemelisiniz, yoksa hepimiz birden kibar sosyeteden kovuluruz. | Open Subtitles | لا يجب أن تدعي أحداً يسمعكِ تقولين هذا وإلا سنطرد جميعاً من المجتمع الراقي |