sadece erkekler değil kadınlar ve çocuklar da. | Open Subtitles | وليس الرجال فقط ولكن النساء والأطفال أيضاً |
İçinde bulundukları koşulları sömüren sadece erkekler değildi kadınlar da yapıyordu. | Open Subtitles | لم يكن الرجال فقط من إستغلّوا الموقف الذى وجدوا أنفسهم فيه النساء فعلن أيضا |
sadece erkekler mi striptizle tahrik olur sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظن أن الرجال فقط من يثارون عندما يتعرى أحد أمامهم |
Bu kötü bir sinyal tabi filmleri sadece erkeklere göstermeleri. | Open Subtitles | ...يجب أن أقول أنه ليس جيداً ...عندما تقيم حفلاً ...فإن الرجال فقط هم من يحضرون |
Cihat yaparken, bir savaşçı sadece erkeklerle dostluk kurar çocuğum. | Open Subtitles | في الجهاد المحارب يجب أن يصادق الرجال فقط |
Rüzgarımızı bizden kimin aldığını biliyor musun? Erkekler. Sadece alıveriyorlar. | Open Subtitles | اتعلمين من ياخذ ريحنا الرجال فقط ياخذوها |
Yalnızca erkekler mesaide kalmak zorunda dememiş miydik? | Open Subtitles | ألم أقل أن الرجال فقط عليهم العمل لوقت إضافي؟ |
Görünüşe göre yalan söylensin isteyen sadece erkekler değil. | Open Subtitles | يبدون انه ليس الرجال فقط من يريدون ان يتم الكذب عليهم |
Zina durumlarında ise sadece erkekler cezalandırılırdı. | Open Subtitles | . في حالات الزنا ، كان يتم معاقبة الرجال فقط |
sadece erkekler mi yapabilir yani bekarlığa veda partisini? | Open Subtitles | هل يحصل الرجال فقط على حفلات توديع عزوبية؟ |
sadece erkekler yapıyorsa sen nasıl dahil oldun? | Open Subtitles | حسناً, إذا بواسطة الرجال فقط إذاً, فكيف شاركتي بالأمر؟ |
Örneğin bu dünyada sadece erkekler hamile kalıyor. Yani kocan evde gülerken altına kaçırmamaya çalışıyor. | Open Subtitles | على سبيل المثال، في هذا العالم، الرجال فقط هم من يحملون لذا فزوجكِ في المنزل يحاول ألا يبول عندما يضحك |
- Bugün yemekte sadece erkekler vardı, kolaydı işim. | Open Subtitles | -لا بأس. لدي الرجال فقط لأطبخ لهم اليوم وذلك سهل |
Tamam, yapmam. Yapmam. sadece erkekler kesebilir. | Open Subtitles | حسنُ، لن أفعل الرجال فقط من يُقطع، فهمت |
sadece erkekler bizi aşk için fedakarlığa iter. | Open Subtitles | الرجال فقط تجعلنا نعمل بجد من أجل حبك. |
Hudutlarda sadece erkekler vardı, hamamda da öyle. | Open Subtitles | في ساحات القتال، الرجال فقط يتواجدون |
Çünkü sadece erkeklere ders veriyormuşsun gibi görünüyor. Ben öğrenmek isteyene öğretirim. | Open Subtitles | يبدو أنك تعلم الرجال فقط - أنا أعلم من يريد أن يتعلم - |
Çünkü sadece erkeklere ders veriyormuşsun gibi görünüyor.. Ben öğrenmek isteyene öğretirim. | Open Subtitles | يبدو أنك تعلم الرجال فقط |
"Alex otoritenin onayina bel baglar, ama aslinda sadece erkeklere." | Open Subtitles | (بواسطة (فاسكيز تعتمد (أليكس) على الموافقة من أصحاب النفوذ" "ولكن من الرجال فقط |
Anlaşılan sadece erkeklerle olan ilişkilerini değil, kadınlarla olan ilişkilerini de saplantı haline getirebilecek biriydim. | Open Subtitles | اتضح انني لم اكن مرأة قادره على الهووس بالعلاقات مع الرجال فقط بل كنت مرأة قادره على الهووس بالعلاقات مع النساء |
Babam kadınların sadece erkeklerle olabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | أبي قال أن النساء يجب أن يكنّ مع الرجال فقط |
Erkekler sadece yatmak istedikleri kadınlarla arkadaş olurlar. | Open Subtitles | الرجال فقط يرافقون النساء الذين يريدون معاشرتهم |
Yalnızca erkekler. Nasıl olur? Hadi. | Open Subtitles | كل الحق ، ماذا عن الرجال فقط ؟ |
Ayinde sadece erkeklerin konuşabilmesi çok aptalca. | Open Subtitles | من الغباء أنّ الرجال فقط الذين يمكنهم التكلم في الخطبة |