Örneğin bir işletme iflas ettiğinde Erkekler ve kadınlar farklı tepkiler gösterir. | TED | فمثلا، تكون ردات فعل الرجال و النساء مختلفة بعد إخفاق مشروع ما. |
Belki de pop kültürünün bize inandırdığı gibi, kadın ve erkekler farklı gezegenlerden değildir. | Open Subtitles | ربما لا يختلف الرجال و النساء كما يقولون |
Sanırım o film'in ana fikri, erkek ve kadın arkadaş olamazdı. | Open Subtitles | أعتقد أن هدف الفيلم الأساسي و مغزاه كان أن الرجال و النساء لا يمكن أن يكونوا أصدقاء |
Erkeklerin ve kadınların birlikte yaşaması için seks yapmaları gerek. | Open Subtitles | الرجال و النساء يحتاجون لممارسة الجنس ليعيشوا سويةً |
Bu resim çekildiğinde, yaklaşık bin tane, kadın ve erkek çalışanı vardı. | Open Subtitles | فى وقت التقاط هذه الصورة كان يوظف الاف من الرجال و النساء |
Ve onlar milyonlarca siyah erkek ve kadını, 400 yıl boyunca katlettiler. | Open Subtitles | و سمح لتلك النبتة الضارة .. بأن تكبر و تخنق حياة ملايين من الرجال و النساء السود .. فى آخر أربعةمائة عام |
Bana yaklaşan her kadın ve erkeğe temkinli davranırım. | Open Subtitles | أنا أرغب أن أكون متنبهاً لكل الرجال و النساء الذين يعملون عندي |
Şu duvarda asılı olan kadın ve erkeklere bir bak. | Open Subtitles | انظر فحسب إلى هؤلاء الرجال و النساء المعلقين على هذه الجدران |
Bu salı, şehrimizi yönetecek kadın ve erkekleri... seçeceğimiz gün, bu standartları göz önünde bulundurmalıyız. | Open Subtitles | عندما نختار الرجال و النساء الذين سيقودون مدينتنا سنُحسِن صُنعًا إن أبقيْنا تلك القيَم في أذهاننا |
Bir başka konu da Erkekler ve kadınlar arasındaki ücret adaletsizliği. | Open Subtitles | مشكلة أخرى هي عدم المساواة في الأجر بين الرجال و النساء |
Bazen Erkekler ve kadınlar tamamen farklı dillerde konuşurlar. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يبدو أن الرجال و النساء يتحدثون لغتين مختلفتين |
Bu ülkeyi her yerde özgür Erkekler ve kadınlar olması için ıslah etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج لإسترداد هذه البلاد من أجل الرجال و النساء و الأطفال فى كل مكان |
Hatta kadın ve erkekler o kadar farklı ki, bizim nasıl geçindiğimizi merak ediyorsunuzdur. | Open Subtitles | في الحقيقة ، الرجال و النساء مختلفين للغاية أن عليكم أن تتسائلوا كيف يمكنناأننتفقعلى الإطلاق. |
Dışarıda toplumda çalışan kadın ve erkekler var bir zamanlar sen de bunun bir parçasıydın. | Open Subtitles | إنهم الرجال و النساء الذين يعملون في الخارج للمجتمع و أنت ستكون مجرد حكاية؟ |
Dışarıda toplumda çalışan kadın ve erkekler var bir zamanlar sen de bunun bir parçasıydın. | Open Subtitles | إنهم الرجال و النساء الذين يعملون في الخارج للمجتمع و أنت ستكون مجرد حكاية؟ |
Sonra mikrofonu kapıp 15 dakika, erkek ve kadın arasındaki farklılıklar hakkında stand-up yaptın. | Open Subtitles | ثمّ أمسكتِ الميكرفون و ألقيتِ خطاباً لـ 15 دقيقة عن الاختلاف بين الرجال و النساء. |
bizim küllerimizden yeni bir erkek ve kadın nesli doğacaktır... | Open Subtitles | - أرجوك! أضمن لك أنه سيكون هناك جيل جديد من الرجال و النساء |
Erkeklerin ve kadınların çoğu sessiz bir umutsuzluk yaşarlar. | Open Subtitles | معظم الرجال و النساء يقودون حياتهم بيأس ساكن |
Erkeklerin ve kadınların kamçıya vurulacak sığırlar olduğuna inanıyorsan, taş putlar ve altın hayvan heykeller önünde eğiliyorsan... benim oğlum değilsin. | Open Subtitles | إذا كنت تؤمن بأن الرجال و النساء يتم إقتيادهم كالمواشى تحت ضربات السياط إذا كنت تنحنى أمام وثن من الحجاره ... و صور ذهبيه لحيوانات فأنت لست إبنى |
Bu gemideki yüzlerce kadın ve erkek görevlinin tek bir amacı var rüyalarınızı gerçekleştirmek | Open Subtitles | كل شخص من مئات الرجال و النساء فى الخدمة على هذه السفينة لديهم هدف واحد |
Ve onlar milyonlarca siyah erkek ve kadını, 400 yıl boyunca katlettiler. | Open Subtitles | و سمح لتلك النبتة الضارة .. بأن تكبر و تخنق حياة ملايين من الرجال و النساء السود .. فى آخر أربعةمائة عام |
Bana yaklaşan her kadın ve erkeğe temkinli davranırım. | Open Subtitles | أنا أرغب أن أكون متنبهاً لكل الرجال و النساء الذين يعملون عندي |
Şu duvarda asılı olan kadın ve erkeklere bir bak. | Open Subtitles | انظر فحسب إلى هؤلاء الرجال و النساء المعلقين على هذه الجدران |
Suçları için kadın ve erkekleri ölüm cezasına çarptırma gücüne sahiptim. | Open Subtitles | لدي القوّه على إدانة الرجال و النساء بالموت علي جرائمهم. |
Törenlerde, bu genç erkek ve kadınlar mezun olduklarında, o kalemi büyük bir gururla alarak ceplerine koyuyorlar. | TED | وفى الأحتفالات، حينما يتخرج هولاء الشباب من الرجال و النساء فإنهم يحملون ذلك القلم بفخر عظيم، ويضعونه فى جيوبهم. |
Neden? Çünkü bu genç erkek ve kadınların okuma öğrenecekleri yaşlarında Taliban eğitimi kısıtladı. | TED | لماذا؟ لأن طالبان عطلت التعليم خلال الفترة الزمنية التى كان يمكن أن يتعلم فيها هولاء الرجال و النساء |
Burada erkekleri ve kadınları sporcular gibi tamamen çıplak görüyorsunuz. | TED | هناك تجد الرجال و النساء عرايا تماماً كالرياضيين. |