Merhamet ve acıma duygularımı bu Zavallı adam üzerinde yoğunlaştırmalıyım." | Open Subtitles | يجب أن أزن شعوري مابين الشكر والشفقه تجاه هذا الرجل الفقير |
Zavallı adam çaresiz. Ne derseniz yapacaktır. | Open Subtitles | إن الرجل الفقير مستميت إنه سيعمل أي شئ تقول عليه |
Zavallı adam gerçek bir balta bile alamıyor! | Open Subtitles | الرجل الفقير لا يستطيع حتى أن يحمل فأس حقيقي |
Ben bu zavallı adamın yanında duran şu küçük bayanı gördüm. | Open Subtitles | أنا أنظر في تلك بنت صغيرة و ساقف بجانب ذلك الرجل الفقير. |
Kızın babası ve adamları zavallı adamı kasabada kovaladılar. | Open Subtitles | أبوها يطلب من أعوانه مطاردة الرجل الفقير إلى البلدة |
Fakat köşe başları, fakir adamın gönlünde her zaman olduğu gibidir. | Open Subtitles | لكن الزوايا كانت ومازالت و ستظل... مكان إستراحة الرجل الفقير |
Hayır, Zavallı adam durumdan gayet memnun. Neden buralarda takılmıyorsunuz? | Open Subtitles | لا ، هذا الرجل الفقير بخير لماذا لا تبقون في الجوار؟ |
Sabah olunca bu Zavallı adam çalışmak için tarlaya gitti. | Open Subtitles | في الصباح هذا الرجل الفقير ذهب إلى الحقل للعمل |
Zavallı adam yılda sadece 7.000 dolarlık bütçe alabiliyor. | Open Subtitles | الرجل الفقير يحصل فقط على ميزانية بمقدار 7000 في السنة |
Zavallı adam yılda sadece 7.000 dolarlık bütçe alabiliyor. | Open Subtitles | الرجل الفقير يحصل فقط على ميزانية بمقدار 7000 في السنة |
Dışbükey lens kullanarak görüntüyü büyütme fikri çok geçmişe gidiyor ama ilk takılabilen cinsini icat eden Zavallı adam hiç değer görmüyor. | Open Subtitles | اعني فكره تكبير الصوره باستخدام عدسه محدبه والتي اصبحت قديمة ولكن الرجل الفقير الذي صنعها |
İstediğim şey Lois Lane'in elinde tutamayacak kadar aptallık ettiği Zavallı adam. | Open Subtitles | ما أريده هو الرجل الفقير للويس لين الغبي جدا الذي يسعى للحفاظ عليها |
Bu Zavallı adam dört tane polise saldırdı... ve polisler sadece... kendilerini kitapta yazıldıgı gibi koruyorlardı. | Open Subtitles | هذا الرجل الفقير هاجم أربع رجال شرطة .. وهؤلاء الشرطة وصلوا للجناح .. يدافعون عن أنفسهم لاتخذاء الاجراءات الصحية اللازمة |
O, sadece bir kurban, tatlım, Zavallı adam. | Open Subtitles | انه مجرد ضحيه ، ذلك الرجل الفقير |
Zavallı adam, zor bir sene geçiriyor. | Open Subtitles | الرجل الفقير كَانَ عِنْدَهُ a سَنَة قاسية جداً. |
Ne yaptı Zavallı adam?" diye sordu kral. | Open Subtitles | لماذا ؟ ماذا فعل الرجل الفقير ؟ |
Jersey formalı Zavallı adam. | Open Subtitles | الرجل الفقير في بلوزِ البيسبولَ. |
Her geçen hafta zavallı adamın bu uğurda kaybolduğu gerçeğini kabulleniyorum. | Open Subtitles | وفي كل أسبوع يمضي، كان علي أن أواجه حقيقة... أن على الرجل الفقير... أن يموت وهو يحاول. |
Bana çarpan o zavallı adamın. | Open Subtitles | الرجل الفقير الذي صدمني |
Daisy, içeri gir ve zavallı adamı iyileştir. | Open Subtitles | ديزي، ستدخلين وستشعرين الرجل الفقير بمشاعر حسنه. |
Zengin adamla fakir adam. İkisi de aynı anda dua ediyor. | Open Subtitles | الرجل الثري، مع الرجل الفقير ..ويتلون دعواتهم في نفس |