"الرحب و السعة" - Translation from Arabic to Turkish

• Bir şey değil
• Rica ederim
• Önemli değil
• Ne demek
• - Rica
• Birşey değil

Biliyorum. Bunu kimsye söylemediğin için teşekkür ederim. Bir şey değil.
أعرف هذا، أشكركِ على عدم الإخبار بأمري على الرحب و السعة

Bir şey değil, tatlım. Caddeyi geçerken dikkatli ol.
على الرحب و السعة عزيزتى لا تنسى ان تعبرى الشارع بحذر

Bir şey değil. Eminim işinizi çok iyi yapıyorsunuzdur.
على الرحب و السعة انا متأكد انك تعمل بشكل جيد

Senin nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz. Ben de hâllettim. Rica ederim.
جميعنـا يعرف تصرفـاتك ، لذا تكفلت بالأمـر على الرحب و السعة

- Çok teşekkür ederim, her şey için. - Oh, Önemli değil.
شكراً لك ، على كل شيء أوه ، أنت على الرحب و السعة

- Ne demek. - Teşekkürler.
ــ نعم , على الرحب و السعة , شكراً ــ حظّاً موفّقاً

Bir şey değil. Eminim işinizi iyi yapıyorsunuzdur.
على الرحب و السعة انا متأكد انك تعمل بشكل جيد

- Teşekkür ederim, Walter. Papaz efendi. - Bir şey değil, Grace.
شكرا لهذا, والتر, ايها المحترم, سيدى على الرحب و السعة جريس

- Pekala, her şey için teşekkürler. - Bir şey değil.
حسناً, شكراً لكم لقضائكم الوقت معنا على الرحب و السعة

Bir şey değil. Beğendiğine çok sevindim.
حسناً , على الرحب و السعة أنا مسرور لأنها أعجبتك

Bir şey değil.
أنتم على الرحب و السعة ليس هناكَ من داعٍ لشكري

- Ne kadar da harika, teşekkürler. - Bir şey değil.
يا له من شئ رائع ، شكراً - على الرحب و السعة -

Şimdiden Rica ederim. Sana hakem nasıl tavlanır onu göstereceğim.
أنتِ على الرحب و السعة مقدماً سأريك كيف تكسبين الحكام.

İmzalayın lütfen. Rica ederim.
وقع هنا للخروج, من فضلك أنت على الرحب و السعة

Rica ederim! Tamam, Morbo, sıra sende.
على الرحب و السعة حسناً يا موربو, الآن دورك

Hayır. Ama bahşiş vermek istersen Önemli değil.
لا، لكن إذا أردت أن تعطينى بقشيشاً فعلى الرحب و السعة

Tamam, Önemli değil, teşekkür etmenize gerek yok.
أنتم على الرحب و السعة ليس ثمّةَ من داعٍ لشكري

- Önemli değil. - Kanadalısın öyle değil mi?
.على الرحب و السعة أنت كندي صحيح؟

- Çok teşekkür ederim. - Ne demek.
ــ أقدّر لك ذلك كثيراً ــ على الرحب و السعة

- Sağol Morty. - Ne demek, hiç dert değil.
شكرا يا مورني على الرحب و السعة

- Rica ederim.
شكراً لكِ، أقدر هذا - على الرحب و السعة -

- Çok teşekkürler, hanım efendi. - Birşey değil.
ـ شكراً جزيلاً ، سيدتي ـ على الرحب و السعة