Eski dünyaya ait olan bütün o bilgi bir zamanlar bu mermer duvarlarin arasindaydi. | Open Subtitles | جميع المعارف في العالم القديم كانت ذات مرة داخل هذه الجدران الرخامية. |
Belki bu mermer duvarlardan ötesini görmenizi sağlar. | Open Subtitles | وربما يلهمك أن تنظري خلف هذه الحوائط الرخامية |
Etrafı mermer bloklarla, kusursuz gravür sanatıyla, kartallarla sarılmış bir yerleşim yeri. | Open Subtitles | القواعد الرخامية منتشرة بالمكان مطبوعا عليها نسور منحوتة بإتقان |
Ama gösterinin yıldızı aşağıda mermer tablanın üzerindeydi. | Open Subtitles | لكن نجم العرض يكون مستقراً علي منضدة التشريح الرخامية |
Pekâlâ millet, dağılalım ve misketleri toplayalım. | Open Subtitles | أجل حسنا ، يا رفاق ، لنفترق و نحضر بعض الكرات الرخامية |
Bu mermer teras, soğuk, karanlık, kimsesiz, sahibini bekler. | Open Subtitles | الشرفة الرخامية باردة إنها مظلمة وتنتظر سيدها وحده |
Etimin pestili çıkacak ve mermer zemin üzerine dökülecek. | Open Subtitles | و لحمي سينزلق و ينسكب على الأرضية الرخامية |
Kardeşimi çağırır şöyle derdim: "Ikeolu, gel ve şu mermer desenine bak, modele bak, maskeye bak." | TED | لذلك كنتُ أنادي اخي وكنت أقول: "أيكولو، تعال انظر لهذه التصاميم الرخامية أنظر لهذا النمط، وهذا القناع." |
Sadece bir şey var. Bu vidalar mermer kapaktan çıktı. | Open Subtitles | هناك شيئ واحد البرغي من الواجهة الرخامية... |
mermer duvarlar ve yüksek tavanlar arasında, | Open Subtitles | بين الأرضية الرخامية والسقف المحدب، |
Göklerdeki mermer cennet üzerine yemin ederim ki kutsal andıma saygımdan yerine getireceğim sözümü. | Open Subtitles | ..الآن , خلف السماء الرخامية. "... في سبب هام لنذر مقدس |
Ve mermer zeminde çok kaygandı. | Open Subtitles | والأرض الرخامية زلقة فعلاً |
mermer heykellerim bunu asla başaramadı. | Open Subtitles | تماثيلي الرخامية لم تتمكن قط |
mermer görünümlü bardak altlıkları yaptığını da hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر صنعك الواقيات الرخامية |
Greenhill'deki aile mahzeninde gömülüsünüz büstleriniz mermer kubbelerin altında. | Open Subtitles | بل ترقدون بالقبور بمقابر عائلتكم في (كينجزبير-ساب-هيل)... حيث التوابيت المصنوعة من الرصاص مصفوفة مع تماثيلكم تحت السرادق الرخامية |
Söylesene Northman, tertemiz Türk mermer sütunlarından birinde asılı dururken seni oracıkta kolayca öldürebileceğim de halde bunu neden yapmadığımı düşündün mü hiç? | Open Subtitles | أخبرني يا (نورثمان)، عندما كنت معلقا على واحد من تلك... الأعمدة التركية الرخامية المهيبة، هل تساءلت للحظة عن السبب الذي جعلني أتورع عن قتلك |
Tabii, biraz vaktimizi aldı ama bütün misketleri aldık, ve keseyi nötrleştirdik. | Open Subtitles | أقصد ، قد أخد مِنا بعض الوقت لكن إسترجعنا كل الكرات الرخامية و قمنا بتحفيظ الكيس |