"الرغم من أنني" - Translation from Arabic to Turkish

    • rağmen
        
    • Gerçi
        
    • olsam
        
    • her ne
        
    • halde
        
    Bu korkunç bir şey, acıyı anlamama rağmen. TED هذا أمر فظيع، على الرغم من أنني أفهم الألم.
    Sandalyenin atomlardan oluştuğunu bilmeme rağmen ve boşluklar olduğunu da bilmeme rağmen, Onu rahat buluyorum. TED وعلى الرغم من أنني أعرف أن الكرسي مصنوع من الذرات وبالتالي وفي الواقع فضاء فارغ في نواح كثيرة، أجده مريحا.
    Her zaman bunu kaderim olarak hissettim, her ne kadar, yıllarca genel kültür alanıyla gizlice ilgilenmiş olmama rağmen. TED أنني أشعر بأن ذلك كان دائماً نوعا ما قدري، على الرغم من أنني للعديد من السنوات كنت مهتم بأشياء تافهة.
    Gerçi bu sistemlerle ilgili en çok düşündüğüm şey de şu ki umarım anlatabilmişimdir, bu olay YouTube ile ilgili değil. TED الأمر هو أنه، على الرغم من أنني أفكر كثيرا في هذه الأنظمة، ليس فقط عن اليوتيوب كما آمل أني قد شرحت ذلك.
    Gerçi not ortalamam telafisi zor bir durumda. Open Subtitles على الرغم من أنني أعتقد أن برنامج العمل العالمي في الى حد كبير لا يمكن إصلاحه.
    Evde yaşayacağım da kesin değildi. Ben bunu 36 yaşıma kadar öğrenmemiş olsam da... TED ولم يكن من المؤكد أنني سأعيش في المنزل، على الرغم من أنني لم أعلم ذلك إلا حين بلغت 36 من العمر.
    Hakikaten, teknolojiyi kullanarak bir şeyler yapmak -- ve her ne kadar alaycı sesimi kullansam da bunda ciddiyim yapmaya -- durun biraz. TED في الواقع، صنع الأشياء باستخدام التكنولوجيا – و أنا جاد هنا، على الرغم من أنني استخدم نبرة ساخرة – أنا لن – انتظروا.
    Şimdi 13 yaşındayım ve işimi 2008 yılında kurduğum halde, sanatsal yolculuğum bundan çok önce başladı. TED وأنا الآن في الـ 13 من عمري، وعلى الرغم من أنني بدأت عملي في عام 2008، فإن رحلتي الفنية قد بدأت قبل ذلك بكثير.
    Aşk üçgenlerinin ayrıntılarını bilmiyor olmama rağmen onları tanımak zorunda oluğumu derinden hissettim. TED على الرغم من أنني لا أعرف شيئًا عن تفاصيل حبهم الثلاثي شعرت أنّه يجب عليّ أن أكتشف من يكونون.
    Ağır sosyal anksiyetem olmasına rağmen o konuşmada tamamen rahattım. TED على الرغم من أنني عانيت من القلق الاجتماعي الشديد، إلّا أنني في تلك المحادثة، كنت مرتاحاً تماماً.
    Onlarla ilgilenmenin akıllıca bir iş olduğunu söylememe rağmen bana yaptığına bak. Open Subtitles ان ما تفعله هو اهتمامك القليل بي على الرغم من أنني أقول أنه سيكون من الذكاء التعامل معهما
    Korkmama ve zina yapmamıza rağmen ne olursa olsun, Tanrı'ya veya Şeytan'a, kendimi yine... böyle hissettirdiği için minnettarım. Open Subtitles على الرغم من أنني خائف و نحن نرتكب جريمة الزنى لا يهم ما يحدث، كم أنا ممتن لله أو للشيطان
    Korkmama ve zina yapmamıza rağmen ne olursa olsun, Tanrı'ya veya Şeytan'a, kendimi yine... böyle hissettirdiği için minnettarım. Open Subtitles على الرغم من أنني خائف و نحن نرتكب جريمة الزنى لا يهم ما يحدث، كم أنا ممتن لله أو للشيطان
    Gerçi sanmıyorum ki şirketi satın aldırmaya razı olasın? Open Subtitles على الرغم من أنني لا أعتقد أنك تنوي ان تدع الشركه تشتريه
    Gerçi, bu düşüncede olmayan bazı dostlarım var. Open Subtitles على الرغم من أنني لدي بعض الأصدقاء الذين قد يتخلفون مع ذلك.
    Gerçi senin gelip, kablolar hakkında yardım etmen gerekli. Open Subtitles على الرغم من أنني أحتاج منكما أن تأتيا لمساعدتي في الأسلاك
    Gerçi çok fazla param olduğu da söylenemez. Open Subtitles على الرغم من أنني لا أملك الكثير بهذه اللحظة، لكن..
    Çizmeyi hep sevmişimdir, bu yüzden çok başarısız olsam da sık sık yapmaya çalışıyorum. TED لطالما أحببت الرسم، وبالتالي فأنا أقوم به أكثر على الرغم من أنني لست جيدة فيه.
    Peki, savaş modeli sizin kazandığınızı söylemeye zorluyor bizi, her ne kadar bilişsel bir kazanç elde eden sadece ben olsam da. TED حسناً، يبدو أن مجاز الحرب يجبرنا على القول بأنك فزتي، على الرغم من أنني الوحيد الذي اكتسبت معرفة فكرية.
    Savaş modeli, ben kazanç elde etmiş olsam bile, sizin kazandığınızı ve benim kaybettiğimi düşünmeye zorluyor bizi. TED المجاز الحربي يجبرنا على التفكير بأنك أنت الفائزة و أنا خسرت، على الرغم من أنني كسبت.
    her ne kadar o zaman farkında olmasam da öğretmek tam bana göreydi. Open Subtitles وعلى الرغم من أنني كنت على علم ان التدريس لايناسبنى في ذلك الوقت.
    Onların kabul edeceklerinden ümidim olmadığı halde, özür dilemem önemliydi çünkü yapılacak doğru şeydi. TED على الرغم من أنني لم أتوقع منهم القبول، كان من المهم فعل ذلك لأنه الصواب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more