| dijital ilişkilerin bu genel çeşitliliği bağlamında güvenli bir şekilde ‘’yabancılığı’’ aramak bu yenilik için çok iyi bir temel olacaktır. | TED | وفي سياق هذا النطاق العريض من العلاقات الرقمية, البحث عن الغرابة بشكل آمن قد يكون وبشكل حسن أساس جديد لذلك الإبتكار |
| Tuğla ve harçtan okul binalarından dijital yurtlara geçmek zorundayız | TED | يجب ان ننتقل من المباني الدراسية الحجرية الى الداخليات الرقمية. |
| dijital bağlantı, yiyecekten bağışlara kadar her şey için kullanıldı. | TED | استخدمت التغطية الرقمية فى كل شيء بدءً بالطعام وصولًا للتبرعات. |
| Şu an üretimde olan şey, dijital üretimdeki dijital ip adı verilen şey. | TED | حاليا، في التصنيع، ما يحدث هو، ما يسمى بالخيط الرقمي في الصناعة الرقمية. |
| Bütün bir dijital bilgi katmanını gerçek dünyaya koymaya başlayacağız. | TED | سنبدأ بوضع طبقة كاملة من المعلومات الرقمية على أرض الواقع. |
| Böylece bir anlamda, bu bir çeşit dijital bilgi tipiydi. | TED | إذاً إنها في أحسن تقدير نوع ما من المعلومات الرقمية. |
| Beni yanlış anlamayın, bize büyük fayda sağladıkları için dijital platformları kullanıyoruz. | TED | والآن لا تسيئوا فهمي، نحن نستخدم المنصات الرقمية لأنها تزودنا بفائدة كبيرة. |
| Firmanın konsepti ise geçmişte yapılmış olan analog süreçleri zurbağa zıplayışı ile geçecektik ve dosdoğru dijital prodüksiyonun içine dalacaktık. | TED | وكان هدف الشركة ومفهومها ان نقفز فوق الماضي قفزات كبيرة بأن نتجاوز التصوير البصري وهكذا .. الى الصناعة الرقمية مباشرة |
| Elbette, dijital bir devrim olduğu için, telefonu kurmanın bedeli de düşüyor. Bu durumda daha da çarpıcı olurdu. | TED | وبطبيعة الحال , إذا كانت تكلفة تركيب الهاتف تنخفض , بسبب وجود الثورة الرقمية, قد يكون الأمر أكثر درامية. |
| 8 yıl önce bile çoğu insan dijital makine kullanıyordu. | Open Subtitles | حتى قبل 8 سنوات معظم الناس اعتمدوا على التقنية الرقمية |
| Saçmalama! Artık dijital kitap yakma makinesi gibi bir şaheserimiz var. | Open Subtitles | هذا هراء، لدينا الآن هذه الآلة الحديثة جدا محرقة الكتب الرقمية |
| Yön bulmak için dijital harita ve ultrasonik sensör kullanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون الخرائط الرقمية للتنقل واجهزة الاستشعار بالموجات الفوق الصوتية |
| Oradaki cam kutuyu farklı açılardan gösteren yüzlerce dijital dosya ele geçirdiler. | Open Subtitles | استولوا على مئات الملفات الرقمية التي تبرز جوانب مختلفة لهذه العلبة الزجاجية |
| ABD'de mammogramı dijital hale getirmek için 4 milyar dolar yatırım yapılarak donanım geliştirildi. Peki bu yatırımın karşılığında ne aldık? | TED | وقد استثمرت الولايات المتحدة الامريكية 4 مليار دولار لكي تتحول الى اجهزة الماموغراف الرقمية ومالذي حصلنا عليه من هذا الاستثمار ؟ |
| Bir proteinin %10 değişmesi epek kayda değer olabilir, yani DNA gibi hoş, dijital bir şey değil. | TED | قد يكون ذا أهمية كبيرة إذا تغير البروتين بنسبة 10 في المائة, فهي ليست الدي إن أي الرقمية اللطيفة. |
| Söylemek istediğim, umarim bu dijital ortamda onların sanat eserlerine adil davranır ve eserleri çevrimiçi olarak düzgün biçimde temsil ederiz. | TED | أقصد، أتوسم في هذه الوسيلة الرقمية أن تعيد الإعتبار لأعمالهم وتعرضها بشكل مناسب على الأنترنيت. |
| dijital hayatta kalma ekipmanımızı çıkarmalı ve gelecek olan verilerin kıyamet gününe hazırlanmalı mıyız? | TED | هل علينا أن نبدأ بتوضيب عدتنا الرقمية للنجاة والاستعداد لكارثة معلوماتية قادمة؟ |
| Kadınların dijital hakları için savaşırken, eşitlik için savaşmış oluyorum. | TED | عندما كنت أناضل من أجل الحقوق الرقمية للمرأة، كنت أكافح من أجل المساواة. |
| Noel kartı için, sizin 300 tane fotoğrafınızı hızlı dijital video modunda çekip en güzelini, en çok güldüğünüz resmi çekmezlerdi. | TED | لم يلتقطوا لك 300 صورة كتلك الكميرات الرقمية السريعة ومن ثم أختاروا افضل لقطة باسمة لك لبطاقة اعياد الميلاد |
| CIID'deki Frugal Digital, temel olarak, | TED | الرقمية المقتصدة هي أساساً مجموعة بحث صغيرة في معد كوبناهغن للتصميم التفاعلي |
| sayısal uçurum, 45 yaşında, iş bulamayan bir annedir, çünkü, nasıl bilgisayar kullanacağını bilmiyor. | TED | تتمثل الفجوة الرقمية في امرأة عمرها 45 عامًا ولا تستطيع الحصول على وظيفة، لأنها لا تعرف كيفية استخدام الحاسوب. |
| Gerçekten emin değilim, ve size burada DVD oynatıcınızı yakmanızı ve Tolstoy'u atmanızı söylemeyeceğim. | TED | لست متأكدًا حقًا ولست هنا لأطلب منكم أن تحرقوا مشغّل أقراص الفيديو الرقمية الخاص بكم أو أن ترموا كتب تولستوي. |
| Madem hala siber tuzağı kullanarak iletişim kurabiliyoruz bu mesaja cevap vermemiz lazım. | Open Subtitles | ما زلنا نستطيع التواصل داخل الحلقة الرقمية لذا علينا الرد على رسالته النصية. |