| Bu iki ay içinde, evin içinde bir saat bile dijital sessizlik olmadı, bir hafta şehir dışına çıktığımızda bile. | TED | خلال هذين الشهرين لم تكن هناك ساعة واحدة من الصمت الرقميّ في المنزل، ولا حتى عندما غبنا لأسبوع. |
| Hiç de kolay iş değil. dijital çağdayız. | Open Subtitles | . وهذا ليس بالأمر السهل، فنحن الآن بالعصر الرقميّ |
| O bina şehir dijital kayıtlara geçtiğinden beri terk edilmiş durumda. | Open Subtitles | ذاك البناء مهجور منذ تحوُّل المدينة للنظام الرقميّ. |
| Ayrıca dijital çağda fotoğrafçılığın nasıl tek kullanımlık bir şey olmaya başladığına dair endişelerim vardı. Tekrardan değeri olan fotoğraflar üretmek istiyordum. | TED | أضِف لذلكَ أنّني كنتُ قلقاً مِنْ أنَّ الصورَ الفوتوغرافيّةَ ربّما فقدت قيمتها في ظلِّ التطوّر الرقميّ وأردتُ بشدّةٍ أنْ أقومَ بشيءٍ يعيدُ لمهنة التصويرِ قيمتها. |
| dijital maske neredeyse tamam. | Open Subtitles | على وشكِ الإنتهاء من القناع الرقميّ |
| Ama olayda kaydedilen dijital kanıtlara bakınca kuşkulanıyorum. | Open Subtitles | - كرهًا - تبعًا للدليل الرقميّ المُسجّل بمسرح الواقعة. |
| Asıl dijital aleti bulmalıyız. Doğru. | Open Subtitles | -علينا إيجاد المصدر الرقميّ |