"الركوع" - Translation from Arabic to Turkish

    • diz
        
    • eğilmek
        
    İkimiz de Tanrı'nın önünde diz çöküp lütfu için dua ediyoruz. Open Subtitles نحن على حد سواء الركوع أمام الله ونصلي من أجل بركته.
    Kalbimi ezmek üzereyken onun önünde güçsüzce diz çökmek zorunda kalmıştım! Open Subtitles أُجبرتُ على الركوع بلا حول ولا قوّة بينما كاد يسحق قلبي
    Hakkımı çalan bu kardeşe diz çökmektense Firavun'a diz çökmeyi tercih ederim.! Open Subtitles مستحيل ، إننى افضل الركوع لفرعون المصرى على الركوع لهذا الأخ الذى سلبنى حقى الشرعى
    Yaşamak için diz çöküp sana yalvarmam gerekiyorsa ölmeyi tercih ederim! Open Subtitles بدلا من الركوع أمامكم لمجرد العيش أفضل الموت واقفا
    Haşmetlim, eğilmek zorunda değilsiniz. Open Subtitles معاليك أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إلى أَنْ الركوع
    Yaşamak için diz çöküp sana yalvarmam gerekiyorsa ölmeyi tercih ederim! Open Subtitles بدلا من الركوع أمام لعين مثلك أفضل الموت واقفا
    Eğer istersen diz çökebilirsin. Open Subtitles أنتَ تستطيع الركوع إذا أردتَ إنها تساعد أحياناً
    diz çöküp onu parmağına geçirmek bana hayatta en büyük zevki yaşatırdı. Open Subtitles و راقِ و متفاهم مثلك تماماً لا أريد أكثر من الركوع و أضعه في أصبعك
    diz üstüne çökme olayı klasiktir. O şekilde işlerin ters gidemez. Open Subtitles فكرة الركوع على ركبتك كلاسيكية للغاية إنها الفكرة الأفضل إطلاقا
    İnsanların, yarattığınız resim önünde diz çökmesini istiyorsunuz. Open Subtitles وتريد من الناس الركوع أمام صورة التي تقوم بإنشائها.
    Gümüş elbise ve altın zırhı olan herkes diz çökmeli. Open Subtitles يجب الركوع لأي شخص يرتدي درع مِنَ الفضة والذهب.
    Sizin de bildiğiniz gibi, okul yönetmeliklerine göre eteğiniz diz çöktüğünüzde yerden 5 cm'den fazla olamaz. Open Subtitles تنص اللوائح المدرسة كما تعرفون جيّداً، لا ينبغي أن تكون التنانير أكثر من بوصتين عن الأرض عند الركوع.
    diz çökmeyip halkayı öpmediğimiz için bizi affedin. Open Subtitles عليك أن تغفر لنا عدم الركوع وتقبيل الخاتم
    diz çöküp Tanrı'dan af dileyin. Open Subtitles اريد منكم الركوع على ركبكم و الاستغفار للرب.
    Düzgün bir şekilde diz çökmelisin ve doğru zamanda eğilmelisin. Open Subtitles يجب عليكِ الركوع بطريقة معينة والإنحناء في الوقت المناسب.
    Yani senden daha yüksek kademelerin huzurunda diz çökmelisin. Open Subtitles لذلك يجب عليك الركوع بحضرة من هم أعلى منك شأناً.
    Kimse özgür birine diz çöktüremez. Open Subtitles لا يستطيع أحدُ إرغامَ شخصٍ حرّ على الركوع
    diz çökmezseniz seremoniye devam edemeyiz. Open Subtitles إذا كنت لا الركوع لا يمكننا إجراء الحفل.
    diz çökmek hiç vakit almaz. - Kılıcını davasına ada. Open Subtitles الركوع أمامها لا يستغرق وقتاً تعهد بسيفك لقضيتها
    Ben de sadakatinizin göstergesi olarak şimdi diz çökmenizi istiyorum. Open Subtitles اطلب منكم الان الركوع علامة على الولاء
    eğilmek, telaşlanmak gibi saygı göstergesi de yok. Open Subtitles أو الركوع أو التدليل أو أي من طرق الإذعان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more