Liseden sonra bir dizi tuhaf işte çalışırken romanlar ve denemeler yazmaya başladı. | TED | بعد تخرجه من الثانوية بدأ بالتدوين وكتابة الروايات والمقالات وكذلك القيام بوظائف غريبة. |
İnanıyorum ki çizgi romanlar tarih içinde geçen eski bir yola son bağlantımız. | Open Subtitles | اعتقد ان الروايات المصورة هى اخر ما يربطنا لطريقة قديمة فى تسجيل التاريخ |
Bahsettiğim dikişi attım ve tıbbi romanlarda dedikleri gibi ihtiyatlı bir şekilde iyimserim. | Open Subtitles | وضعت الغرزة التي تحدثنا عنها وكما يقولون في الروايات الطبية أنا متفائل بحذر |
Hatta kapağına yakışıklı ibnelerin bulunduğu o küçük romanları bile. | Open Subtitles | و حتى هذه الروايات الصغيرة اللعينة بالحمقى الوسيميين على الغلاف |
Çok orijinal bir teori, ama size tavsiyem, Bayan Marple, daha az detektif romanı okumanız. | Open Subtitles | نظرية عبقرية جدا ولكن نصيحتى لك ان تُقللى من قراءة الروايات البوليسية |
Hatta günah oldukları gerekçesiyle kiliselerin tüm kitapları yasakladığı Amerika kıtalarında bile okuyucular korsan basımlarla kitaba erişti. | TED | وحتى في الأميركيتين، حيث تم حظر كل الروايات لاعتبارهم لهواً آثماً، استطاع القُراء الاستمتاع بنُسخ مقرصنة. |
Annen benim hakkımda hikâyeler uydurdu. Çünkü seni sevdi. | Open Subtitles | أمك اختلقت كل هذه الروايات عني لأنها أحبتني |
Harlequin aşk romanlarını okuyor saplantı haline geldi. | Open Subtitles | كانت تقرأ تلك الروايات الرومانسية مؤخرا وهي مهووسة بها |
Bize verilen bir şeker gibiler, politikayla ilgili bilgileri tüketirken, Roman okurken. | TED | فإنها كالحلوى التي نتناولها عندما تشغل بالنا المعلومات السياسية، وعندما نقرأ الروايات. |
Ve bu şekilde pek çok sayıda, değişik romanlar okuduç | TED | قرأت الكثير من الروايات .. الكثير منها .. |
Ona göre grafik romanlar, Ortak Temel Standart'ını gerçekleştirmek için harika bir yoldu. | TED | بالنسبة لها، الروايات المصورة طريقة عظيمة لتحقيق معيار أساسي مشترك. |
Hayat romanlar gibi değildir. romanlar ve gözyaşları. romanlar ve intiharlar. | Open Subtitles | الحياة ليست كالروايات , الروايات دموع , الروايات انتحار |
Demek romanlar kurgudur diyorsun. | Open Subtitles | والأن انتي تعلمين ان الروايات ليست حقيقيه |
Dış dünyanın romanlarda yazıldığı kadar kötü ve cezbedici olup olmadığı her zaman öğrenmek istediğim bişeydi. | Open Subtitles | شئ آخر .. لطالما كنت أرغب فى معرفة .. إذا ما كان العالم بالخارج فعلا خطير و مثير كما تصوره الروايات ؟ |
Çünkü erkeklerin yazdığı bütün romanlarda öyle yazar. | Open Subtitles | أعلم، لأن هذا ما كتب في كل الروايات التي كتبها الرجال |
Dünyadaki bütün romanları alsanda hiçbirisi hisleri bunlar kadar iyi ve hızlı iletemez: | Open Subtitles | يمكنكما أخذ كل الروايات التي بالعالم، ولا واحدة منها ستشعركم بالجمال والسرعة مثل: |
Kutsal matbaa ile bile erotik romanları bilimsel makalelerden 150 yıl önce aldık. | TED | وحتى مع صناعة النشر المبجلة، فإن الروايات الخليعة أصبحت متوافرة منذ ١٥٠ عامًا قبل أن تكون لدينا حتى دوريات علمية. |
Günümüzün çok satan romanı, yılın televizyon olayı. | Open Subtitles | أكثر الروايات مبيعا و أفضل الأعمال التلفيزونية لهذا العام |
Tek sorun erkekler komik kitapları almıyor. Planın aksayan kısmı da bu. | Open Subtitles | الرجال لا يشترون الروايات الهزلية، هذا هو العيب |
Annenin hikâyeler uydurmasının sebebi, senin bir babaya ihtiyacın olduğunu bilmesiydi. | Open Subtitles | أمك اختلقت كل هذه الروايات لأنها كانت تعلم بأنك كنت تحتاج لأب |
Dierdre Sauvage. aşk romanı yazan kadın | Open Subtitles | ديدري سوفاج تلك التي تكتب الروايات الرومنسيه |
Baba sen Roman kitabı yerine neden yemek kitabı yazmıyorsun? | Open Subtitles | يجب أن تكتُب كتُب طبخ بدلاً من الروايات. كيف سنجلس؟ |
Psikopatlar ve gizemli hikaye yazarları. | Open Subtitles | المرضى النفسيين وكتّاب الروايات البوليسيّة. |
Bu üniformaları biliyorum, hikayeleri duydum. | Open Subtitles | أنا لاحظت زيكم الرسمي, سمعت الروايات. |
Tıpkı romanlardaki gibi, ilk görüşte sana aşık oldum. | Open Subtitles | . من اول لحظة رأيتك فيها . كما فى الروايات |
Teşekkürler. Ucuz bilim kurgu kitapları yazmak için kafa yoracağıma, veya bir sonraki film sözleşmesini merakla bekleyeceğime, yapabileceğim en iyi şeyi yapmaya çalışmayı tercih ederim. | Open Subtitles | شكرا اني احاول ان افعل افضل مايمكنني ولا اهدر قدراتي العقلية بكتابة الروايات |
İngiltere'de 20 milyon hoşnutsuz kadın var ve her biri bir kitap yazıyor. | Open Subtitles | هناك 20 مليون امرأة في الجزر البريطانية كلهن يكتبن الروايات |
Kırk yıl önce bizlere tanıdık gelen şeyler -- nesiller arası hikâye aktarımı -- şimdi zorlaştı. | TED | ماكان شائعاً بيننا عبر ال40 عاماً الماضية أن سرد الروايات بين الأجيال أصبح نادراً الآن. |