"الرّقيب" - Translation from Arabic to Turkish

    • çavuş
        
    • Çavuşlar
        
    • ve Çavuş
        
    • yani Çavuş
        
    çavuş hemen buraya gelmenizi söylüyor. Open Subtitles أيها الرّقيب ، السلطات تقول أنه يجب عليك الحضور في أسرع وقت ممكن.
    Sizin kişisel iş talebiniz olmadan da işim hazır, çavuş. Open Subtitles أنا مستعدّ من دون الدروس العملية خاصّتك أيّها الرّقيب
    çavuş dengesiz biri. Akıl sağlığı bozuk geçmişi var. Open Subtitles الرّقيب هنا بحالة غير مُستقرة، لديه سوابق من المشاكل العقلية.
    Çavuşlar, yüzbaşıya selam verip 'efendim' demezler mi? Open Subtitles أليس الرّقيب يلقي التّحية على ... القائد ويدعوه بـ سيدي ؟
    Silahını at ve çavuş Sullivan'dan uzaklaş! Open Subtitles ألق بالمسدس أرضًا، وابتعد عن الرّقيب (سوليفن)
    Ve baban yani çavuş Brody ise bir kahraman. Open Subtitles ... ( وأبيكِ , أقصد , الرّقيب ( برودي . إنّه بطل
    Oraya tekrar gidecek misiniz, çavuş? Open Subtitles هل ترغب بالعودة مرّة اخرى أيّها الرّقيب ؟
    Git ve hayatının bu kısmını arkanda bırak, çavuş. Open Subtitles دعنى نذهب لإغلاق الباب , أيّها . الرّقيب
    -Buradakiler başka cinsten, çavuş. Open Subtitles -عقليات القاطنين هنا ليست كغيرها أيّها الرّقيب
    Yardıma ihtiyacın var, çavuş. Open Subtitles أنتَ بحاجة للمساعدة ، أيها الرّقيب.
    çavuş, biraz dışarıda bekler misin? Open Subtitles ... أيّها الرّقيب , هلاّ أنتظرت في الخارج لدقيقة ؟
    çavuş onları etki alanındaki bir sokakta bulmuş. Open Subtitles الرّقيب وجدهم في شارعٍ بالمنطقة
    -Her haftasonu, çavuş. Open Subtitles -في كلّ نهاية أسبوع أيّها الرّقيب
    Aferin, çavuş. Open Subtitles أحسنت عملا أيّها الرّقيب
    Silahını yere bırak ve ve çavuş Sullivan'dan uzaklaş! Open Subtitles ألق بالمسدس أرضًا وابتعد عن الرّقيب (سوليفن)
    çavuş Turley 6 ay önce Irak'tan dönmüş. Open Subtitles الرّقيب (تورلي) قدّ عاد من العراق مُنذ 6 أشهر.
    Çavuşlar, yerlerinize. Open Subtitles أيّها الرّقيب خُذ مكانك
    Henüz değil, neyse. Evet, ama Tommy bunu yapamazdı. Yani, atlama noktasındayız ve çavuş; "Eğer atlamazsanız, elimi kıçınıza sokarım" diyor. Open Subtitles ليس بعد , على أيّ حال نعم , لكن (تومي) لن يقوم بذلك لذلك , عندما كنّا على مشارف منطقة القفز , قال الرّقيب
    İsteğini yaptığımızı varsayalım, yani çavuş Brody'le ilgili şüphelerini paylaşırsak, sonra ne olacağını sanıyorsun? Open Subtitles فلنفترض بأنّنا سنفعل ما تريديه ... بأن نشارككِ في شكوككِ حول ... ( الرّقيب ( برودي ماذا تعتقدي بما سيحدث عندها ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more