"الزخم" - Translation from Arabic to Turkish

    • ivme
        
    • momentum
        
    • hızı
        
    • itiş
        
    • momentuma
        
    Ama, bir mücadeleci ve araştırmacı olarak, benim farklı bir bakış açım var. Çünkü bir düşünce ivme kazandığında... ...nelerin olabileceğini gördüm. TED ولكن كناشط والمحقق، لدى وجهة نظر مختلفة، لأن رأيت ما يمكن أن يحدث عندما تكتسب فكرة الزخم.
    Geçen Eylül ayındaki İklim Yürüyüşü'nü hatırlıyorum, büyük bir ivme vardı, sadece New York'ta değil, dünyanın her yerinde. TED وأذكر كثيرا حركة كلايمت مارش سبتمبر الماضي، وكان ذلك الزخم الهائل، ليس فقط في نيويورك، ولكن في جميع أنحاء العالم.
    Onlar yaynlayarak bir ivme kazandracagm ve bu sekilde bir sey... Open Subtitles الحصول عليه سيحدث بعضًا من الزخم.. وكما تعلم، تفعل شيئًا مع...
    Bu yavaşlama etkisi atom ve foton arasındaki momentum alışverişinden kaynaklanır. TED هذا التباطؤ ناتج عن تغيير في الزخم الحركي بين الذرة والفوتون.
    Yani sonuç olarak bu film şimdiden momentum kazanmaya başladı bile. TED في نهاية المطاف لذلك، وقد بدأ بالفعل هذا الفيلم لكسب الكثير من الزخم.
    Merminin deriden çıkması için yeterli hızı yokmuş. Open Subtitles لم يكن لدّيها ما يكفي من الزخم للإختراق والخروج من الجلد
    Kritik bir durumdu düşük irtifada iki motorda da itiş kaybı yaşıyorduk. Open Subtitles لقد كان موقفًا حاسمًا، فقدان الزخم في كِلا المحركين على أرتفاع منخفض
    Peki, ben genellikle -- bilirsiniz, yıldızlar için heyecan duyarım, daha çok patlayanlar için aslında. Bir karadelik elde etmek için ilk olarak düşük, belirli bir açısal momentuma ihtiyaç vardır. Open Subtitles بادئ ذي بدء ، و كي يتكوّن الثقب الأسود يجب أن يكون الزخم الزاوي منخفضاً
    Bununla birlikte ivme kazanacağımızı söylüyorum. Open Subtitles لذلك ما اقوله هو اننا نبني هذا الزخم ، حسنا ؟
    Bak, Dunbar ivme kazandı çünkü ona meydan okuyan kimse yok. Open Subtitles انظرِي، (دنبار) حصلت على الزخم لأنه ليس هناك من يواجهها
    Ve mutluluğun üçüncü prensibi, ben de bunu yakın zamanda fark ettim. Sekiz yıl önce, bu ivme ve bu enerji, bu V-dalgası başladı. Ben onu sadece bir 'V- dalgası' olarak tanımlıyorum, çünkü açıkçası ben onu tamamen anlayamadım. Ben ona hizmet ediyorum. TED و المبدا الثالث للسعادة الذي ادركته مؤخرا قبل ثماني سنوات ، هذا الزخم والطاقة، "موجة في" التي بدأت-- ولااستطيع وصفها الا ب "موجة في" لأنه لأكون صادقة في الحقيقة لااستطيع فهمها كليا ، بل أشعر بأني في خدمتها.
    Edward de Bono: Sahnede büyü neredeyse tamamen momentum hatasına dayanır. TED ادوارد دي بونو: يعتمد السحر المسرحي بصورة شبه كاملة على خطأ الزخم.
    Yani önemli derecede dönen bir karadeliğe sahip olmak için çok fazla açısal momentum gerekir. Open Subtitles وللحصول على ثقب أسود دوّار يجب أن يكون الزخم الزاوي مرتفعاً
    Tek yapman gereken, uzay-zaman sürekliliğini aşması için yeterince momentum oluşturmak. Open Subtitles كل ما عليك القيام به هو تقديم له ما يكفي من الزخم للحصول عليه في الماضي حاجز الزمان والمكان.
    Canavar yılanın yükselmesi için su hızı gerekiyor. Open Subtitles الثعبان الوحش يحتاج الزخم من الماء ليصعد
    Beale, 18:30'da stüdyoda olmalı. Yakaladığımız hızı kaybetmek istemeyiz. Open Subtitles إنها العاشرة وعشرون دقيقة، نريد(بيل) في الأستديو بحلول السادسة والنصف، لا نريد أن نفقد الزخم الإعلامي
    Arnie'nin dediğine göre boşta çalışıyor olsa bile itiş gücü üretmesi mümkünmüş. Open Subtitles قال (آرني) كانت هناك فرصة بأنه يعمل بشكل راكد، ولا زال بوسعه أن يعطي الزخم.
    İki motorda itiş gücü kaybı. Open Subtitles فقدان الزخم في كِلا المحركين.
    Şayet aynı momentuma sahiplerse, neden kötü sonuçlar alıyoruz? Open Subtitles إذا كان لكِلاهما الزخم ذاتة, لماذا لدينا نتائج مختلفة إلى حد كبير؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more