çocuklar, eve gelseniz iyi olacak. nezle olmak istemezsiniz. | Open Subtitles | أطفال، ادخلوا إلى المنزل حتى لا يصيبكم الزكام |
Galiba nezle olacağım. Bana ecza kutusundan bir soğuk algınlığı ilacı getirir misin? | Open Subtitles | أشعر بنوبة زكام قادمة، هلا جلبت لي دواء الزكام من الخزانة؟ |
Bu son 30 yıldaki en ölümcül grip salgını olabilir. | Open Subtitles | موسم الزكام هذا يمكن أن يكون الأخطر في 30 سنة |
Ve her şeye bakmamız gerekiyor: Daha fazla AIDS vakası, grip vb. | TED | وقد قمنا بالنظر على كل شيء حيث ازدادت حالات الإيدز, الزكام , إلخ |
Ve tüm soğuk algınlığı, boğaz şişmesi ve enfeksiyon gibi rahatsızlıkların küçük belirtilerini ciddi şekilde azaltır. | Open Subtitles | و كل الأعراض الصغرى كالسعال و الزكام و التهاب الحلق و الأمراض المعدية ستقل بصورة ملحوظة |
Çabucak gribe yenik düştü. Ne kadar çabuk başlarsak, o kadar çabuk bitiririz. | Open Subtitles | لقد تمكن منه الزكام سريعا لذا كلما بدأنا مبكرا كلما أنتهينا سريعا |
Kevin, seni görmek ne güzel. Biraz üşüttüm de. | Open Subtitles | كيفين, انا سعيد لرؤيتك انا عندى بعض الزكام |
Bu şey mukoza zarında değil yani nezle gibi hava yoluyla geçmez ama evet, deri yoluyla geçebilir. | Open Subtitles | حسناً، إنّه ليس في الأغشية المخاطية لذا فلن ينتقل في الجو مثل الزكام لكن بإمكانه المرور من جلدٍ لآخر |
Keçi sütünden mi oldu yoksa annenin stresinden mi bilmiyorum ama sanırım nezle oluyorum. | Open Subtitles | لا اعلم اذا كان السبب حليب الماعز اوه الارهاق من مقابلة امك ولكن اظنن انني سأصاب الزكام |
Benim için hazırladığın nezle seti sadece nezlemi yok etmekle kalmadı aynı zamanda benim için bu okuldaki en değer verdiğim insan olduğunu anlamamı sağladı. | Open Subtitles | عدّة محاربة الزكام التي أعددتي لي، لم تسحق فقط زكامي، لكن جعلتني أدرك |
Bugüne dek kışın yakaladığım tek şey nezle oldu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي إلتقطته وأنا أصطاد السمك في الشتاء هو الزكام |
Neden tezgah altı grip ilaçlarını denemiyorsun? | Open Subtitles | اذا لم لا تختبر جميع أدوية الزكام الموجودة على الطاولات؟ |
Daha yeni grip aşısı oldum. | Open Subtitles | لقد اخذت حقنه مضاد الزكام منذ فتره قصيره |
Her yıl grip on binlerce Amerikalının hayatını tehdit ediyor. | Open Subtitles | كل سنة، الزكام يأخذ عشرات الآلاف من أرواح الأمريكيين |
Naoki'nin soğuk algınlığı yüzünden gelemediğini söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلت لكم أن ناوكي لا يستطيع القدوم للصفّ بسبب الزكام أو أمراض |
Geçen hafta polisin açıklama getirdiği soğuk algınlığı ilacının etkisinde araba kullanmanın kokain etkisiyle aynı olduğu hakkındaki iddiasından bahsetmiştik. | Open Subtitles | بيّنا في الأسبوع الفائت أنّ الشرطة تزعم أنّ القيادة تحت تأثير دواء الزكام تُعادل تماماً القيادة تحت تأثير الكوكايين |
Biliyoruz. soğuk algınlığı bile hayati risk içeriyor. | Open Subtitles | تعرفون، حتى الزكام العادي قد يكون مهددًا للحياة. |
Çabucak gribe yenik düştü. Ne kadar çabuk başlarsak, o kadar çabuk bitiririz. | Open Subtitles | لقد تمكن منه الزكام سريعا لذا كلما بدأنا مبكرا كلما أنتهينا سريعا |
- Çok yaşa. - Sağol. Çok kötü üşüttüm. | Open Subtitles | .يرحمك الله - .شكرا لك , هذا الزكام الجهنمي - |
grip! Korku griptir! | Open Subtitles | إنه الزكام, الخوف هو مرض الزكام |
Bu aralar biraz üşütmüşüm de. | Open Subtitles | لقد كنت أعاني من الزكام مؤخراً |
Bu soğuk algınlığını atlatamayacağım galiba. | Open Subtitles | يبدو أني لن أشفى من هذا الزكام |