geçmiş zaman kullanarak yaşamını sürdüren eşleri bir seferde sayabilirim, ama sana şunu söylemeliyim eğer bunların her biri bir şekilde suçlu değilse Allah beni kahretsin. | Open Subtitles | أنا أعول جانب على وقت نجاة الزوجة بإستعمال الزمن الماضي وعلي القول لك بالطبع كل شخص هو مذنب بشيء ما |
Hastanız hakkında geçmiş zaman kullanarak konuşmanızın bir nedeni var mı, doktor? | Open Subtitles | أثمة سبب بأن تشير باستمرار إلى مريضتك في الزمن الماضي يا دكتور ؟ |
geçmiş zaman kullanmalıyım sanırım. | Open Subtitles | أظن أنه علي أن أستخدم الزمن الماضي الآن |
geçmiş zaman kullanmam kötü bir haber vereceğini sezmeme sebep oldu. | Open Subtitles | عليك إستعمال الزمن الماضي ليعطيني -بعض النذير |
Bazen geçmiş zamanda konuşuyorlar. Şimdi, bekle bir saniye. | Open Subtitles | و أحياناً يتحدثون عن الزمن الماضي |
Hayat dolu kız kardeşimle, benden fazla spor yapıyor ve belki bu odadaki çoğu kişi gibi ölümcül bir hastalık hakkında diderek daha fazla geçmiş zaman kipinde konuşuyor. | TED | مع أختي المُفعمة بالنشاط، التي تمارس التمارين الرياضية أكثر مني، التي - ربما كالعديد منكم - تتحدث بشكل متزايد عن المرض القاتل في الزمن الماضي. |
Düşünürdüm. geçmiş zaman. | Open Subtitles | كنت كذلك ، في الزمن الماضي |
- " Sevdim" dedin. geçmiş zaman. | Open Subtitles | -قلت " أحببت " في الزمن الماضي |
Evet, geçmiş zaman. | Open Subtitles | نعم , الزمن الماضي |
-di'li geçmiş zaman ahbap. | Open Subtitles | وجدناه" إنه الزمن الماضي أيها القزم |
geçmiş zaman. | Open Subtitles | في الزمن الماضي |
geçmiş zaman. | Open Subtitles | الزمن الماضي |
geçmiş zamanda konuşuyorsun. | Open Subtitles | أن تتحدث عنها بصيغة الزمن الماضي |