Peki bu ülkede Bayan Helm, mahkemede yalancı tanıklık yapmanın cezasının çok ağır hapis cezası olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | و هل أنت مدركة مسز هيلم أن عقوبة شهادة الزور فى هذا البلد هى مدة ثقيلة من السجن ؟ |
Pis işlerinizi yaptırmak için başkasını bulun, çünkü ben yalancı şahitlik yapmıyorum. | Open Subtitles | لتعيّن شخصاً آخر ليقوم بعملك القذر فأنا لن أحرّض على شهاد الزور |
Cevap vermeden önce, Bayan Helm, sizi bu ülkede yalancı şahitlikle ilgili kanunun çok ciddi cezalar öngördüğü konusunda uyarmak isterim. | Open Subtitles | قبل الاٍجابة يا مسز هيلم أحب أن أحذرك أن القانون فى هذا البلد يكون قاسيا جدا تجاه شهادة الزور |
Bu mahkeme salonunda daha önce yalancı şahitlik yapmışsanız suçunuza yenilerini eklememenizi tavsiye etmek istiyorum. | Open Subtitles | اذا كنت قد قمت بشهادة الزور فى هذه القاعة فاٍننى أنصحك ألا تزيدى على جريمتك |
Bayan Helm, mahkemede Yalan yemin etmenin ne demek olduğunu biliyor olmalısınız. | Open Subtitles | مسز هيلم ، اٍننى أفترض أنك تعرفين معنى كلمة شهادة الزور بالانجليزية |
Yargıcın söylediklerini duydunuz. yalancı şahitlikle suçlanacaksınız. | Open Subtitles | لقد سمعتى القاضى بالتأكيد ستوجه لك تهمة شهادة الزور |
yalancı şahitlikten yargılandığında en iyi avukat için 5 bin sterlin ödeyeceğim. | Open Subtitles | و حين يحاكمونك على شهادة الزور سيكون هناك 5000 للمحاماة |
Umurumda değil. Yapsınlar. yalancı şahitlikten ya da suça yardımdan yargılasınlar. | Open Subtitles | لا يهمنى ، دعهم يحاكموننى على شهادة الزور أو على شئ اٍضافى |
Eğer bugün bize Yalan söylersen yalancı tanıklıkla suçlanacaksın. | Open Subtitles | لذا، إن كذبت علينا اليوم فيمكن أن تُتّهم بشهادة الزور |
yalancı tanıklık ciddi bir suçlama, Bay Pickles. | Open Subtitles | الشهادة الزور هي تهمة خطيرة يا سيد بيكلز |
Birçok yalancı şahidin de yardımıyla benim iyi bir anne olmadığımı ve alkolik olduğumu kanıtladı. | Open Subtitles | بمساعدة الكثير من شاهدوا الزور أثبت أنني لست أم جيدة ومتعاطية للكحوليات |
Efendim, mahkemenin bu şahide yalancı şahitlik... yapması durumunda cezalandırılacağını hatırlatmasını-- | Open Subtitles | سيدى , ارى ان ننبه الشاهد إلى عقوبة الشهادة الزور |
Yalan söylemekten. yalancı şahitlikten. Örtbasa yardımcı olmaktan. | Open Subtitles | للكذب, لشهادة الزور لمساعدتها في التستر عليه |
Eğer ilişkisini inkâr ederse, yalancı şahitlikle suçlanır | Open Subtitles | ،إنْ ما أنكرت علاقتها الغرامية فإنّهم سيتهمونها بشهادة الزور |
Beni yalancı şahit olarak gösterdin ve şimdi bizimkiler bunu didikliyorlar. | Open Subtitles | لقد أقحمتني في شهادة الزور الخاص بكَ والآن وحدة المراقبة العامة يحقق بذلك |
Eskiden öyleymiş. 2007 yılında yalancı şahitlikten kovulmuş. | Open Subtitles | كان كذلك قبل أن يسرح عام 2007 بتهمة شهادة الزور |
yalancı şahitlikle ilgili bir makale yazıyorum da merak ettim, bir avukat olarak, birinin bir şey sakladığını nasıl anlarsın? | Open Subtitles | حسناً أنا أكتب مقالة عن شهادة الزور حسناً لقد كنتُ أتساءل بصفتكَ محامٍ |
Aslına bakarsanız bunu ifade edebilmek için yepyeni bir yalancı şahitlik tanımı bulmaları gerekir. | Open Subtitles | في الواقع، عليهم إبتكار فئة جديدة تماماً مِن شهادة الزور لوصف هذا. |
Mahkeme Yalan söylemiş olabilecek bir tanığın söylediklerine dayanarak benim savunmamı sınırladı. | Open Subtitles | المحكمة حددت دفاعي بناءا علي شهادة الشاهدة التي ربما ارتكبت الشهادة الزور |
Yalan beyan ve iftira iki seneden başlar. | Open Subtitles | على القذف وشهادة الزور الحد الأدنى سنتين. |
Ama sizi uyarıyorum, Yalan tanıklık riski alıyorsunuz. | Open Subtitles | لكنى أحذرك لا تجازف حتى لا أتهمك بالشهاده الزور |