"السائد" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaygın
        
    yaygın görüşün aksine, şirketlerinden memnun olmayıp canı sıkılan personel değiller. TED بالرغم من الاعتقاد السائد ليسوا جميعا موظفين ساخطين ومتذمرين
    Ancak, sevgi yeterli değil ve intihar yaygın bir şey. TED ولكن الحب لا يكفي، والانتحار هو السائد.
    yaygın anlayış, kadın satıcılarının, uyuşturucu satıcılarının ve hayat kadınlarının sadece South Bronx'tan geldikleri yönündeydi. TED وكان الانطباع السائد هو أن منطقة جنوب برونكس ليس بها إلا القوادين وتجار المخدرات والبغايا
    Dünya çapında kullanılan yaygın bir taktik, politikacıların suça karşı sert bir tutum takınmak ister gibi yapması fakat aslında güncel durumu değiştirmek istememesi. TED إنه أسلوب شائع للغاية ويستخدم عالميًا. عندما يريد الساسة أن يتظاهروا بأنهم غلاظ على الجريمة لكنهم في الواقع لا يميلون إلى تغيير الوضع السائد.
    Ama bu ülkede yaygın göz rengi kahverengidir. Open Subtitles لكن في هذه البلاد، البني هو لون العيون السائد
    Geçmişte, meclisteki yaygın olan görüşe göre böyle bir anlaşma yapılması olanaksızdı. Open Subtitles في الماضي الإعتقاد السائد للكيريا جعل أي من هذا ترتيبات مستحيلة.
    Şampanyada yaygın miktarda bulunan radyoaktif karbon izotoplarını kullanarak yılını bulabilirim. Open Subtitles بإستخدام نظائر الكربون المشعة السائد في الشمبانيا، يمكنني تحديد الفترة.
    Ayrıca yaygın görüşün aksine, yemek perisi falan değilim. Open Subtitles و على عكس الرأي السائد فأنا لست جنيّة الغذاء
    Grönland'da yaygın inanç Evanjelik Lüteran. Open Subtitles الدين السائد في غرينلاند هو الإنجيلية اللوثرية
    Yalan söylemenin ne kadar yaygın olduğuna inanamıyoruz. TED لا نصدق كيف أن الكذب هو السائد.
    Bu argümanı, yardımın aslında etkili olacağını, yardımın işe yaramaz ve aksak olacağına dair olan yaygın görüşe rağmen mektubunda kullanmışsın. TED على خلاف العرف السائد أن ذلك الدعم نوعا ما عديم الجدوى وفقير لذلك في الواقع هو أمر مأثر. بيل: نعم، حسنا يمكن للناس أن تتخذ، هناك بعض المساعدات التي كانت تعني الكثير
    Onlardan biri de "yaygın medya." - Medya hiçbir şeyi doğru dürüst yazmıyor. Open Subtitles أحدهم هي "إعلام الاتجاه السائد" الصحافة لا تحصل على خبر صحيح دومًا
    Şimdi, daha önce depresyona girmemiş biri veya gerçekten bunun ne demek olduğunu bilmeyen biri için bunları duymak biraz şaşırtıcı olabilir. Çünkü baya yaygın olan bir kavram yanılgısı var: Bu, depresyonun kendinizi mutsuz hissetmek olduğu; hayatınızda bir şeyler düzgün gitmediğinde, kız arkadaşınızdan ayrıldığınızda, sevdiğiniz birini kaybettiğinizde veya istediğiniz bir işe giremeyince yaşandığı yanılgısı. TED بالنسبة لشخص لم يختبر شعور الإكتئاب من قبل ولم يعرف حقا ما هو، ربما سيفاجئه سماع هذا لأن الفهم المغلوط السائد هو أن الإكتئاب هو فقط أن تكون حزينا عندما يحصل لك شيء سيء في حياتك، عند إنفصالك عن حبيبتك مثلا، أو تفقد أحد أحبتّك، أوعندما لا تحصل على الوظيفة التي تحلم بها.
    Bu yaygın bir görüş. Open Subtitles هذا الرأي السائد
    Buralarda yaygın bir hatadır. Open Subtitles الخطئ السائد هنا بالجوار
    Örneğin, ilk odak gruplar o zamanın yaygın görüşünün aksine araba alınırken kadınların eşlerinden daha etkin olduğunu bulmuştur. Böylece Chrysler doğrudan kadınlara pazarlayarak vitesleri değiştirmiştir. TED مثلا، وجدت مجموعات التركيز في وقت مبكر وخلافا للرأي السائد في ذلك الوقت، أن الزوجات غالبا لديهن تأثير أكبر من الأزواج عند اختيار سيارة لشرائها، وعليه حولت (كرايسلر) تسويق السيارات مباشرة إلى السيدات.
    Bunu çocuklarımıza öğretiyoruz; televizyonda ve hikaye kitaplarında duyuyoruz. Şimdi, bu oturumun asıl başlığı "Bildiğiniz Herşey Yanlış" ve ben de yaygın anlayışımızın bu parçasının yanlış olduğuna dair kanıtlar sunacağım: aslında atalarımız bizden çok daha şiddetliydiler; şiddet uzun zamandır düşüşte ve bugün, muhtemelen türümüzün varolduğu süre içindeki en barışçıl zaman diliminde yaşıyoruz. TED نعلمها لأطفالنا , و نسمعها في التلفاز و في الكتب القصصية . الآن , العنوان الأصلي لهذه الفقرة كان , " كل معلوماتنا كانت خطأ " و أنا سأوضح لكم الدليل على أن هذا الجزء الخاص بالإعتقاد السائد بيننا هو خاطيء : و الواقع أن أجدادنا كانوا أكثر عنفاً بكثير منا اليوم , والعنف يقل بكثير على مدى الزمان و ربما نحن نعيش اليوم في أقصى درجات السلام في تاريخ تواجد البشرية .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more