İletkenlik bobinlerini sıvı helyum soğutuluyor. | Open Subtitles | السست الموصلة للكهرباء تبرّد بالهليومِ السائلِ. |
Vücudunuzdaki her bir sıvı damlasını sürekli emer. | Open Subtitles | يَمتصُّ كُلّ قطرة مِنْ السائلِ الخارج من جسمِكَ |
Sanki Jeff ve Audrey'nin evliliklerinin sıvı hali. | Open Subtitles | هو مثل جيف وأودري زواج في الشكلِ السائلِ. |
Sıfırın altında 453 derecedeki sıvı helyum bunu bir buz parçası gibi kırar. | Open Subtitles | في 453 % تحتَ الصِّفرِ، ذلك الهليومِ السائلِ يكسرة مثل رقاقةِ الثلج. |
Bunu sıvı nitrojene koymak üzereyiz. | Open Subtitles | We أَوْشَكَتْ أَنْ تَضعَ هذا في بَعْض النتروجينِ السائلِ. |
"sıvı kristalindeki ve kopolimerin engellediği öznel birikmede sentrosimetrinin rolü." | Open Subtitles | "الدور الكيمائي في السائلِ البلّوري و الكومبلير منعْت من جمعياتَ ذاتيةَ." |
Bu onun beyni. sıvı nitrojenle korunuyor. | Open Subtitles | دماغها محمي بالنتروجينِ السائلِ. |
Ne yani? Onu sıvı azotun içine mi attılar? | Open Subtitles | غمّسوه في السائلِ النتروجين؟ |