Hey, annecim haydi gidip bir de arka bahçeye bakalım. | Open Subtitles | أيها الأم الكبيرة لنذهب ونرى كيف تبدو الساحة الخلفية |
Salyangozu alır ve çatının üstünden, arka bahçeye atar. | Open Subtitles | فأمسك به و قذفه إلى الساحة الخلفية للمنزل |
En az on. ön ve arka bahçede ve evin çevresinde adamlar olsun. | Open Subtitles | على الاقل عشرة سنحتاج لمراقبة على الجبهة و الساحة الخلفية و الاحياء المجاورة |
Bu evimin arka bahçesinde bir orman yaparken öğrendiğim bir şey. | TED | هذا شيء تعلمته عندما زرعت غابة في الساحة الخلفية لبيتي. |
Kafama vurdu, büyük ihtimalle arka bahçeden evin dışına taşıdı,... | Open Subtitles | لقد ضربني على رأسي وجرّني لخارج المنزل عبر الساحة الخلفية |
Neyden bahsediyorsun sen spatula mı yoksa Arka bahçedeki büyük ağaçtan mı? Saat 10:00 olmalı. | Open Subtitles | ماذا تقصد؟ الملعقة ام الشجرة في الساحة الخلفية |
Babam her kış bahçeyi suyla doldurup, bize buz pisti yapardı. | Open Subtitles | في كل شتاء كان أبي يقوم بتعويم الساحة الخلفية و يصنع حلبة تزلج |
Uyurken biri arka bahçemize girmiş, kışlık odun kesmiş, ve hatta gizlice kaçabileyim diye şu kıcırdayan kapıyı bile tamir etmiş. | Open Subtitles | بينما كنت نائمة , واتي عفريت وقلم الساحة الخلفية وفرم حطب المدفأة , حتي انه اصلح مزلاج الباب , والآن يمكنني التسلل |
Salyangozu alır ve çatının üstünden, arka bahçeye atar. | Open Subtitles | فأمسك به و قذفه إلى الساحة الخلفية للمنزل |
Veya arka bahçeye sıçmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | و إلا سنرغمك على قضاء حاجتك في الساحة الخلفية |
Hmm? Niye böyle muhteşem bir şeyi arka bahçeye koyayım ki? | Open Subtitles | لما سأضع شيئاً رهيباً كهذا في الساحة الخلفية ؟ |
arka bahçeye çıkmak, ateşböceği falan yakalamak. | Open Subtitles | أن تلعب في الساحة الخلفية تحاول امساك اليراعات |
Eğer ben de o kadar manyarsam, beni arka bahçeye götürüp kafamı pompalı ile patlat. | Open Subtitles | في الساحة الخلفية وتفجِّر رأسي بواسطة البندقية هل فهمت ذلك؟ |
Peki ya arka bahçeye ya da Lemieux gibi davranmaya ne oldu? | Open Subtitles | ماذا عن الساحة الخلفية العائمة و الإدعاء بكونك ليميو؟ |
Burası evim ve arka bahçede bir arı kovanım var. | TED | فيما أسميه البيت. لدي خلية نحل في الساحة الخلفية |
Yine o gece, arka bahçede onu garajın yanına gömdü. | Open Subtitles | لاحقاً في تلك الليلة ذهب بمفرده، دفنه في الساحة الخلفية بجانب المرآب |
arka bahçede bir ip atlarken olmuştu. | Open Subtitles | كان لدينا أرجوحة من الحبال في الساحة الخلفية. |
Dün gece bahçesinde bir şey duydun mu? | Open Subtitles | هل سمعتي أية أصوات في الساحة الخلفية ليلة أمس |
Kafama vurdu, büyük ihtimalle arka bahçeden evin dışına taşıdı,... | Open Subtitles | لقد ضربني على رأسي وجرّني لخارج المنزل عبر الساحة الخلفية |
Arka bahçedeki hamağı düşünürüm veya karımın eski eldivenlerimi takıp, gülleri budamasını. | Open Subtitles | أفكّر في إرجوحتي في الساحة الخلفية أو... زوجتي تشذب الشجيرات الورديّة مرتديه زوج من قفازاتى القديمه لتعمل بها |
Arka bahçeyi görene dek bekleyin. | Open Subtitles | انتظروا حتى تروا الساحة الخلفية |
Aslında, hayatım boyunca aldığım en iyi hediye, 8. doğum günümde annemin arka bahçemize çukur kazmama izin vermesiydi. | Open Subtitles | في الحقيقة أفضل هديّة تلقيتها في حياتي كانت في عيد ميلادي الثامن حينما سمحت لي أمي أن أحفر ثقباً في الساحة الخلفية |
Oh, bir yanlışlık olmalı. Bizimkiler bahçedeler. Değil mi, tatlım? | Open Subtitles | يمكن ان يكون هناك خطأٌ ما ، إنهم في الساحة الخلفية صحيح عزيزتي ؟ |