Köpekte işte böyle kayboldu... ve yan komşunun güneş saati döndü. | Open Subtitles | وهذا يفسر فقدان الكلب ويفسر دوران الساعة الشمسية في البيت المجاور |
Baykuşlar, mütemadiyen ötüşleriyle bizi sağır edecek. güneş saati işe yaramaz hale gelecek. | Open Subtitles | البومات سيصمّون أذاننا بصياحهم المتواصل، الساعة الشمسية ستزول فائدتها |
Yani güneş saati üzerindeki gölge farklı olacak. | Open Subtitles | لذا الظل على الساعة الشمسية يمكنأنيكونمختلفاً. |
Neden şu güneş saatine bir göz atmıyoruz? | Open Subtitles | لمَ لانلقِ نظرة على الساعة الشمسية ؟ |
- Ben güneş saatine bakarım. | Open Subtitles | سأرى الساعة الشمسية حسنا |
Fakat avanağın tekine denk geldim, pes ettim ve güneş saatinin üstüne yığıldım. | Open Subtitles | لكن لم أجد سوى اللؤماء الأشقياء فاستسلمت وانهرت على الساعة الشمسية |
Pes edip güneş saatinin olduğu yere düştüm. | Open Subtitles | فاستسلمت وانهرت على الساعة الشمسية |
Hayır, güneş saati. Nerede? | Open Subtitles | كلا، أعني الساعة الشمسية أين توجد؟ |
- güneş saati anahtar. | Open Subtitles | ـ الساعة الشمسية المفتاح |
Le Monde bahçesindeki güneş saati bu. | Open Subtitles | هذه الساعة الشمسية في "حديقة" ليمونغ. |