"السبب الذي يجعل" - Translation from Arabic to Turkish

    • yüzden
        
    • neden
        
    • nedeni
        
    Aslında, bu yüzden daha fazla insan bir silaha sahip olmayı seçiyor. TED في الحقيقة، هذا هو السبب الذي يجعل أناساً أكثر يختارون امتلاك أسلحة.
    Ve bu yüzden liderleri iki kez düşünür, uçurumun kenarından döner ve bölgesel gerginlikler üzerindeki ekonomik bağlara odaklanmaya karar verirler. TED هذا هو السبب الذي يجعل قادتها يفكرون مرتين،ويتراجعون عن السقوط في الهاوية، ويقرون التركيز على العلاقات الاقتصادية عوضا عن التوترات الإقليمية.
    Bu yüzden geleceği düşünen şirketler paralarını semptomların tedavisine yatırıyorlar. Open Subtitles هذا هو السبب الذي يجعل شركات الأدوية تفكر دائما للمستقبل ينفقون أموالهم في تطوير الأدوية التي تعالج الأعراض
    Ama aslında, iktisatçıların neden ikinci kişinin parayı geri göndermek isteyeceği konusunda kafası karışmıştı. TED لكن في الحقيقة ، إلتبس العلماء الإقتصاديون على أن السبب الذي يجعل الشخص الثاني يعيد بعض المال
    Sadece ABD'deki müzelerin neden her yıl 850 milyondan fazla ziyaretçi aldığını anlıyorum. TED أنا أعي السبب الذي يجعل المتاحف الأمريكية وحدها تستقبل أكثر من 850 مليون زيارة سنوياً.
    Entropinin artmasının nedeni şu, yüksek entropiye gitme yolları, düşük entropiye gitme yollarından çok daha fazla sayıda. TED السبب الذي يجعل الإنتروبيا تتزايد لأنه ببساطة توجد طرق كثيرة لتصبح إنتروبيا مرتفعة أكثر من أن تصبح أنتروبيا منخفضة.
    Radarın ana kayaları görüntülemesinin nedeni buzun radarda tamamen transparan olması. TED السبب الذي يجعل الرادار قادراً على كشف الصخر الصلب هو أن الجليد يعتبر شفافاً تماماً للرادار
    Wraith'ler birbirlerine karşı savaştalar, bu yüzden bu koalisyonu oluşturan insanlar zamanın doğru olduğunu düşünüyorlar. Open Subtitles الأشباح في حالة حرب مع بعضهم البعض هذا هو السبب الذي يجعل الناس في محاولة لتشكيل هذا التحالف بشعورهم بأن الوقت مناسب
    O yüzden testi yaptırmadan iki hafta beklemeni istiyorlar. Open Subtitles هذا هو السبب الذي يجعل الاطباء يطلبون من الانتظار اسبوعين قبل ان تجري الاختبار
    İşte softball takımımız bu yüzden berbat. Open Subtitles هذا هو السبب الذي يجعل فريقنا للبيسبول ممل
    O yüzden doğu yakası daha mantıklı. Open Subtitles هذا السبب الذي يجعل الجناح الشرقي مفيداً
    İşte bu yüzden 4. evredeki hastalar bu kadar erken ölüyor. Open Subtitles تعرف هذا هو السبب الذي يجعل اصحاب المرحلة الرابعة يصلون اليها بسرعة
    Tam da bu yüzden birçok insan Tanrı'ya dönüyor. Open Subtitles وهو السبب الذي يجعل الكثيريين يتجهون إلى الرب
    Bu yüzden insanlar seni aptal yerine koyuyor. Open Subtitles ! هذا هو السبب الذي يجعل الناس يعامونكَ على أنكَ أحمق
    İnsanlar bunu neden anlamaz ki? Open Subtitles لا أعلم السبب الذي يجعل الناس لا يفهمون هذه اللعبة
    Zenciler ne düşünüyor diye beyazlar bana neden para ödüyor anlamıyorum. Open Subtitles لا أعلم السبب الذي يجعل تلك الأناس البيض يدفعون لي لأخبرهم بما يفكر السود
    neden hayatımdaki herkes bana yalan söylüyor? Open Subtitles ما هو السبب الذي يجعل كل من حولي يكذبون علي
    Fakat mantık dışı görünmesinin nedeni, çaresizlikten dolayı çoklu göreve geçmeye alışkınız. TED ‫لكن السبب الذي يجعل هذا الأمر ‬ ‫يبدو غير بديهي‬ ‫هو أننا اعتدنا التوجه صوب تعدد المهام‬ ‫بدافع اليأس.‬
    Lou'nun turnuvaya dönmesinin nedeni, bu değil. Open Subtitles ذلك ليس السبب الذي يجعل لوو يتراجع عن الجولة
    Bence Blake'in her gördüğü kızla yatmak zorunda olduğunun nedeni bu. Open Subtitles أعتقد أن هذا هو السبب الذي يجعل بيلك ينام مع كل فتاة يراها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more