"السراء والضراء" - Translation from Arabic to Turkish

    • günde kötü günde
        
    • iyi ve kötü
        
    • ve kötülükte
        
    • sizi ayırana
        
    • ve kötü günde
        
    İyi günde kötü günde yanında olmaya yemin eder misin? Open Subtitles هل تتعهدين ان تكوني وفية له في السراء والضراء ؟
    Ben varken olmaz Runkle. 20 sene boyunca, İyi günde kötü günde yanında kalmış bir kadını rehabilitasyondan çıktığı dakika yüzüstü bırakamazsın. Open Subtitles ليس بمناوبتي رنك , انت لا تهجر إمرأة بقيت معك على السراء والضراء لعشرين سنة , بمجرد خروجها من إعادة التأهيل
    Tüm iyi ve kötü günlerimde bu şapka benimleydi. Open Subtitles هذه القبعة كانت دائما معي على السراء والضراء
    İyi ve kötü günler için insanlar birlik olurdu. Open Subtitles تعاون الناس معًا في السراء والضراء
    İyilikte ve kötülükte, hastalıkta ve sağIıkta ölüm sizi ayırana kadar onu sevip onurlandıracağına söz veriyor musun? Open Subtitles هل تعدي بأن تحبيه و تكرميه وتخلصي له في السراء والضراء في الصحة والمرض حتى يفرقكما الموت ؟
    İyilikte ve kötülükte, hastalıkta ve sağIıkta ölüm sizi ayırana kadar onu sevip onurlandıracağına söz veriyor musun? Open Subtitles هل تعد بأن تحبها وتخلص لها وتكرمها في السراء والضراء في الصحة والمرض حتى يفرقكما الموت ؟
    Sevmek, hürmet göstermek ve üzerine titremek üzere hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde, ölüm sizi ayırıncaya kadar? Open Subtitles أن تحبها وتـُعزها فى الصحه وفى المرض فى السراء والضراء
    Hayat arkadaşı olduğunuzu evliliğinizdeki sorunların çözülebilir sorunlar olduğunu "iyi günde, kötü günde" demenin bir anlamı olduğunu ne olursa olsun sana sadık kalacağını düşünüyordun. Open Subtitles لقد ظننت أنكما شريكين. لقد ظننت أن المشاكل في زواجكما قابلة للحل. لقد ظننت أن جملة في السراء والضراء تعني شيئاً.
    İyi günde kötü günde hastalıkta ve sağlıkta ömrümün geri kalanında. Open Subtitles في السراء والضراء و بالخير و الشر لبقية أيام حياتي
    İyi günde, kötü günde, varlıkta ve yoklukta hastalıkta, sağlıkta birbirimizi sevecek, kollayacak, itaat edeceğiz. Open Subtitles في السراء والضراء والثراء والفقر في الصحة والمرض وأحب وأقدر وأطيع
    İyi günde. Kötü günde. Open Subtitles موجود في الليل، موجود في السراء والضراء
    İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta senin yanındaydım ama sadakatsizliğinde yanında olmayacağım. Open Subtitles كنت معك في السراء والضراء والصحة والمرض
    Sonunda tüm iyi ve kötü zamanlarda yoklukta ve bollukta kasabalılar inançlarına sıkı sıkıya bağlanırlar. Open Subtitles ...إذاً، في السراء والضراء ...في الأعياد والأحزان القرويون تحملّوا الصوم طبقاً لتقاليدهم
    Merak etme iyi ve kötü günde derken senin metal müzik tutkuna da katacağım. Open Subtitles لا تقلقي، فجزئية "السراء والضراء" خاصتي ستتضمن حبك للشعر المعدني
    İyi ve kötü günde, dedik. Open Subtitles العهود تقول أننا معاً في السراء والضراء
    Ve sen Diana, bu adamı iyilikte ve kötülükte zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek kocan olarak kabul ediyor musun? Open Subtitles وهل تقبلين يا (ديانا) بهذا الرجل أن يكون معك في السراء والضراء ، في الغنى والفقر ، في الصحة والمرض وتحبينه إبتدأ ً من هذا اليوم حتى يفرقكم الموت ؟
    Bu adamı iyi günde ve kötü günde bollukta ve yoksullukta hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana kadar eşin olarak kabul ediyor musun? Open Subtitles في السراء والضراء في الغنى وفي الفقر حتّى يفرّق الموت بينكما
    Sen, Edward Vanderman Penelope Wilhern'i karın olarak kabul ederek onu sevip koruyacağına iyi günde ve kötü günde, varlıkta ve yoklukta hastalıkta ve sağlıkta ölene kadar onu sevip, yanında olacağına söz veriyor musun? Open Subtitles هل تقبل أنت ادوارد بنلوبي لتكون زوجتك ؟ في السراء والضراء في الفقر والغنى
    Edward Humphrey Vanderman'ı kocan olarak kabul ederek onu sevip koruyacağına, iyi günde ve kötü günde varlıkta ve yoklukta, hastalıkta ve sağlıkta ölene kadar onu sevip, yanında olacağına söz veriyor musun? Open Subtitles ادوارد هامفري فاندرمان الثالث ليكون زوجك المخلص لتملكيه وتحتفظي به وفي السراء والضراء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more