"السرعة العالية" - Translation from Arabic to Turkish

• Yüksek hızlı
• yüksek hız
• Yüksek hızda
• Yüksek hızın

Yüksek hızlı çarpma, dağılmış metal, kırılmış camlar 4 canı da tam olarak aynı zamanda almış.
تأثير السرعة العالية و المعدن الملتوي والزجاج المكسور أربع أرواح أخذت في نفس اللحظة

Yüksek hızlı hava tüpü. Seyahat etmenin berbat bir yolu.
السرعة العالية عن طريق مدفع طريقة سيئة للسفر

Yüksek hızlı internet ile, banyo lifinin icadından bu yana seks alanında yapılmış en büyük ilerlemeyi avcunun içi gibi bilebilirsin.
مع وجود هذه السرعة العالية للإنترنت فإنك تملك بين يديك أعظم تقدم ٍ في مجال الجنس منذ اختراع المنشفة

Ancak yüksek hız, geleceğe sıçramak için tek yöntem değil.
ولكن السرعة العالية ليست السبيل الوحيد للسفر إلى المستقبل

yüksek hız 16 kilodevirdi.
السرعة العالية كانت 16 ألف دورة

Evet, nedeni Yüksek hızda tekrarlanan hareketlerdir.
قرأت عن ذلك، وهو ناتج عن السرعة العالية للنشاط المتكرر

Yüksek hızda çekim bu hava hamburgelerine ileri aşamada ne olduğunu gösteriyor.
يُظهر تصوير السرعة العالية ما يحدث تالياً لشطائر الهامبرغر الجوية هذه.

Yüksek hızın görünmez dünyasına bakarak, mühendisler hayvanların çeşit çeşit sırlarını keşfediyorlar
بتفحص عالم السرعة العالية الخفي، اكتشف المهندسون البشريون نطاقاً من أسرار الحيوان

Bunlar olağanüstü yoğunlukta Yüksek hızlı elektrik darbeleri.
إنّه تركيز غير عادي من النبضات الكهربائيّة ذات السرعة العالية.

Sıcak ve aşınma direnci yüksek. Bu sayede senin Yüksek hızlı hareketlerine dayanabilir.
إنها مقاومة للحرارة والخدش، لذا يفترض أن تتحمل حركتك في السرعة العالية

Yüksek hızlı kan serpintisi arayacağım.
سأبحث عن السرعة العالية ترشيش.

Görünmez dünyanın Yüksek hızlı ressamı.
إنه فنان السرعة العالية في عالم الخفاء.

Sinek kuşunun Yüksek hızlı kanatlarına güç verecek kadar hızlı kasılabilir; bir fili hareket ettirecek kadar güçlenebilir ve bütün vücudunu küçük deliklere sığdırabilen bir hayvan olan ahtapotun fazlasıyla çok yönlü kollarında kullanılacak kadar adapte olabilir.
يمكنها أن تنقبض بسرعةٍ تكفي لتقوية الأجنحة ذات السرعة العالية لطائر الطّنان، يمكنها أن تصبح قويةً بما يكفي لتحريك فيل، ويمكنُ أن تتكيّف لتقوم بوظائف أذرعِ الأخطبوط متعددة القدرات وهو حيوانٌ يمكنه أن يحشرَ جسدهُ بالكامل في فتحاتٍ صغيرة جدًا.

...ve bu yeni mikro görüntüleme teknolojisinden ve Yüksek hızlı kameradan faydalanarak bir fasulye balesi gösterisi sunuyoruz.
وهكذا نستغل ميزة التصوير الفوتوغرافي الدقيق، والكاميرا ذات السرعة العالية لتُظهر... باليه الفاصولياء!

Her ne kadar seyahat yolcular için birkaç aydan biraz daha uzun sürmüş olsa da, yüksek hız saatlerini yavaşlatacaktır, o kadar ki döndüklerinde, yeryüzünde neredeyse 10 yıl geçmiş olacaktır.
رغم أن الرحلة استغرقت أكثرمن بضعة شهور بقليل بالنسبة للمسافرين سوف تُبطئ السرعة العالية من ساعاتهم كثيراً لذلك فعندما يعودون فسيكون قد مر على الأرض عقد من الزمان تقريباً

Yüksek hızda merkezkaç kuvveti yüzünden lastik esner ve motosikletin kasasına sürtünür.
-حسناً في السرعة العالية تقوم قوة الطرد المركزي بتوسيع العجلة

Yüksek hızın görünmez dünyasına bakarak, olağandışı olaylar keşfediyoruz, hatta oldukça normal bir bahçe havuzunda bile.
بالإطلاع على عالم السرعة العالية الخفي، نكتشف أحداثاً مثيرة، حتى في أشياء عادية كبركة حديقة.