"السرعة و" - Translation from Arabic to Turkish

    • hızlı ve
        
    • hız ve
        
    • hıza ve
        
    • hızı ve
        
    • hızına ve
        
    İkinci grafiğe baktığınızda ise, Çin ve Hindistan'ın ne kadar hızlı ve güçlü bir şekilde geri döndüğünü görebilirsiniz. TED و إذا نظرتم إلى الرسم البياني الثاني سترون مدى السرعة و القوة التي تعود بها الصين و الهند
    Bak, "hızlı ve ölü" senin için uygun olabilir, köpek adam, ama ben hep yavaş ve soluk alabilir olmayı tercih ederim. Open Subtitles قد تناسبك السرعة و الموت لكنني أفضل التمهل و البقاء على قيد الحياة
    Bu kadar hızlı ve lokalize şişkinlik lenf nodu kaynaklı olmalı. Open Subtitles تورم بهذه السرعة و بمكان موضعي لا بد انه من العقد اللمفية
    hız ve büyük boyutun birleşimi çatalkuyrukluyu obur bir balık sürüsü avcısı yapar. Open Subtitles هذا المزيج من السرعة و الضخامة يجعل من الحوت الأحدب صياداً شرها للأسماك.
    Ama hız ve diğer kuvvetler, merkezkaç kuvvetleri sayesinde, bu iki güç dengeye gelir. Open Subtitles لكن بسبب السرعة و بعض القوى الأخرى القوى المركزية تجعل هاتين القوتين متوازنيتين
    Size ait bilgilere göre o araç matematiksel olarak Tom'u öldürecek hıza ve beceriye sahip. Open Subtitles و وفقاً لنشرتكم المطبوعة، تلك الطوافة لديها السرعة و المهارة للقتل بضبط دقيق
    Elbette. Erkekler hızı ve heyecanı severler. Open Subtitles معك حق , الرجال يحبون ذلك السرعة و الحركة
    Her şey, onun sınavının hızına ve gizliliğine bağlı. Open Subtitles كل الأشياء الآن يعتمد على السرعة و بسرية مغامرته
    Bilirsin, bebek gecikti. Ama bence bebeğin süper hızlı ve müthiş olacak. Open Subtitles لكن أعتقد أنّ طفلتكِ ستكون فائقة السرعة و رائعة.
    Bu kadar hızlı ve hassas bir olayda... Open Subtitles بالعودة إلى أيامي لم يكن .... هذا موجوداً بهذه السرعة و المهارة
    Genelde "hızlı ve öfkeli" tipler, kemik bulabilecekleri umuduyla gelip ortalığı eşeliyormuş. Open Subtitles "معظمها بطريقة فلم "السرعة و الغضب حيث يبحثون بالمكان عن أيّ شيء صالح للإستعمال
    Çok hızlı ve güzel bir ismi vardı. Open Subtitles كان فائق السرعة و حمل اسماً جميلاً
    "Sol eli hızlı ve kuvvetli değil. Feldman da bunu biliyor. " Open Subtitles سيظهر اليسرى لكنها تفتقد إلى السرعة و(فيلدمان) يعرف ذلك
    Kaçırmalardaki hız ve etki bir zanlı olduğunu gösteriyor. Open Subtitles السرعة و الكفاءة في الإختطاف تشير إلى جانٍ واحد
    Ancak şimdi, o manik nöbetler Süper Max içicilerine süper güç, süper hız ve dayanıklılık olarak dönecek. Open Subtitles إلا أنه في الوقت الراهن، سترتكب هذه الأحداث المهتاجة من قبل شاربين خارقي القوة، وخارقي السرعة و لا يكلون
    Cerrahlar genellikle hız ve verimliliğe göre değerlendirilirler. Open Subtitles غالباً ما يتم تقييم الجرّاحين بناءً على السرعة و الكفاء
    hız ve sürtünme nedeniyle bir bakır parçası kopmuş gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أن قشرة النحاس إنقصفت في السرعة و الإحتكاك
    Zürafa, sürüyü atlatmaya yetecek hıza ve kuvvete sahip ama tuzağa doğru koşuyor. Open Subtitles تملِكُ الزرافة السرعة و القوة لتجاوز مجموعة الأسود لكنَّها تُطاردُ إلى شرَك.
    Ve kazanan, hızı ve isabet oranıyla, Rinku Singh! Open Subtitles ..والفائز بناءً على السرعة و الدقة !"رانكو سينغ"
    Her şey, onun sınavının hızına ve gizliliğine bağlı. Open Subtitles كل الأشياء الآن يعتمد على السرعة و بسرية مغامرته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more