| Peki Savunma gizli Servisi bir araba tamircisine neden ihtiyaç duyar ki? | Open Subtitles | اذا ما الذى يريده قسم العمليات السريه فى وزاره الدفاع من ميكانيكى؟ |
| Son 24 saatte bir gizli servis ajanı ve Personel Sorumlusu öldürüldü. | Open Subtitles | في الاربع وعشرون ساعه الماضيه عميل للخدمات السريه ورئيس الأركان قد قتلوا. |
| Justin iyi saklanmış ve gizli binlerce belgesinin olduğunu iddia etmiş. | Open Subtitles | أدعى جاستن ان لديه الالاف من المستندات السريه تم قفلها بشده |
| Oldukça eminim ki Marta İlmekçiler Programı'nda gizli kötülerin olduğunu bilseydi gittiği zaman için bana mesaj bırakmanın bir yolunu bulurdu. | Open Subtitles | انا متأكد أذا مارتا علمت بان برنامج الخياطه لديه بعض الاغراض السريه الشنيعه سوف تجد طريقه لتترك لي رساله من أجل |
| Sanırım insanların şeffaflık ve gizlilik dengesi arasında haklı kaygıları var. | TED | واعتقد ان الناس لهم مخاوف مشروعه حول التوازن بين الشفافيه و السريه. |
| Onun tek savunmasız olduğu an, kendi gizli Rüya Odasında olduğu andır. | Open Subtitles | وضعها الوحيد الغير حصين عندما تكون فى غرفتها السريه للأحلام |
| Şimdi de, senin 12'inci koridora ulaşmanı sağlayacak olan gizli harita. | Open Subtitles | الآن الخريطه السريه التى ستقودك الى الممر الثانى عشر |
| Değil. Lugash gizli Polis Teşkilatı'ndan Albay Sharky'yi tanıştırayım. | Open Subtitles | إسمحي لي أن أقدم العقيد شاركي من شرطة لوجاش السريه. |
| - Henüz detayları bilmiyoruz, ama bir İngiliz gizli Servis operasyonuna karışmış. | Open Subtitles | لم تصلنا كل التفاصيل بعد ولكن يبدو أنه تورط فى عمليه ضد المخابرات السريه البريطانيه |
| Kraliyet Donanmasından İngiliz gizli Servisine atanmış. | Open Subtitles | تم تجنيده فى الخدمه السريه البريطانيه من البحريه الملكيه |
| Eğer Ruslarsa, gizli yurtdışı operasyonları için veya ödemeler için para bulma çabası olabilir. | Open Subtitles | لو كان هذا بِفعل الروس فأعتقد أن هذا لرفع سعر العمله من أجل العمليات السريه فى الخارج أو لدفع الرشاوى |
| Evet. Smythe, başarılı bir askeri kariyerden sonra gizli servise katıldı. | Open Subtitles | نعم, فـ بعد حياه عسكريه متألقه التحق بالخدمه السريه لدينا |
| Bay Bond kaçakçılık gizli servisi ilgilendirmez. | Open Subtitles | سيد بوند, التهريب ليس له علاقه بالخدمه السريه |
| Haydi araştırmamızı hazinenin bulunduğu yukarıdaki gizli odaya taşıyalım. | Open Subtitles | سوف نوسع نطاق بحثنا الى الغرفه العليا الغرفه السريه التى وجد بها الكنز |
| Aslına bakarsanız, biz buraya çok gizli bir görev için geldik. | Open Subtitles | في الحقيقه, نحن هنا في مهمه غايه في السريه |
| Muhtemelen çok gizli bir proje üstünde çalışıyordur. | Open Subtitles | انه مشغول ببَعْض الاعمال السريه للغايةِ. |
| Yarın Gavel Cumhuriyeti'yle düzenlenecek olan gizli konuşmaları sormak zorundayım. | Open Subtitles | اريدان اسالك عن المحادثات السريه التى ادرجت بالجدول مع جمهوريه كافل غداً |
| Artık bütün o gizli belgeler internette gezinip duruyorlar. | Open Subtitles | في ظل تلك الوثائق السريه وهي تطوف عبر الإنترنت |
| gizlilik pişmanlık verici ama gerekli. Lütfen oturun. | Open Subtitles | ان السريه مؤسفه ، ولكنها ضروريه اجلس من فضلك |
| gizlilik yemini etmiştim ama bunu nişanlımdan saklayamadım. | Open Subtitles | ولقد أقسمت على السريه لكنى لم أستطيع أن أخفى الأمر عن خطيبى |
| Bir sürü tavuk ve sokak köpeği ama ortalıkta hiç sır saklayan hücre yok. | Open Subtitles | الكثير من الدجاج والكلاب الضاله ولايوجد الكثير من السجون السريه |
| William Allen, Onbaşı, 24. Tabur, 2. Batarya, B Takımı. | Open Subtitles | عريف ويليام ألين من السريه ب الكتيبه الثانيه 24 مشاه |
| Üçüncü Müfreze yukarıya ardımıza geliyor, haberiniz olsun. | Open Subtitles | السريه الثالثه تقترب من مؤخرتنا لا تطلق عليهم النار |