"السكينه" - Translation from Arabic to Turkish

    • bıçağı
        
    • bıçak
        
    • bıçağın
        
    • huzur
        
    O psikopat, bıçağı boğazına nasıl dayadı? Open Subtitles كيف استطاع ذلك المجنون يصل السكينه الى رقبتك?
    Oğlunun gözlerini bağlamış ve bıçağı boğazına dayamış. Open Subtitles وخلى عصبة على عينه وخلى السكينه على رقبته
    Şu bıçağı alıp şuracıkta çükümü kessem, aynı şey. Open Subtitles من المحتمل أن أخذ هذه السكينه , تعلمين, و أقطع قضيبي.
    Bu kolundaki bıçak yarası için sana verdiğim antibiyotik. Open Subtitles هذا مضادك الحيوي الذي كنت اعطيك اياه لجرح السكينه الذي في ذراعك
    Dişine bıçak sıkıştırıp yelkenden aşağı kaymaktır. Open Subtitles إنها بفتح الاشرعه ووضع السكينه بين اسنانك
    Ayağı kayıp bıçağın üstüne düşmediğine emin misin? Open Subtitles هل أنت واثق انه لم يتزحلق و وقعت السكينه عليه
    Ama bana anlattığın hikaye nihayet içime huzur verdi. Open Subtitles لكن قصتك .. ما أخبرتني به أعطيتني أخيراً بعض السكينه
    bıçağı çek, belki o zaman onu öpebilir falan... Open Subtitles ابعد السكينه ، لَرُبَّمَا سَيُقبّلُه
    Bu bıçağı gördün. Open Subtitles رأيت هذه السكينه
    Pekala, bıçağı ver. Open Subtitles حسنا. عطني السكينه
    bıçağı al. Seni incitmez. Open Subtitles خذ السكينه لن تؤلمك.
    Kahrolası bıçağı alacaksın. O, Chet. Open Subtitles خذ السكينه انه تشيت.
    O'nun bıçağı var.. Open Subtitles وهو حصل على السكينه
    bıçağı odasında saklardı. Open Subtitles أنه يبقي هذه السكينه في غرفته
    En son buraya geldiğinde beni bir bıçak fırlatma hedefi olarak kullanmıştı. Open Subtitles أخر مره كــان هنــا, إستخدمنــى كهدف لإلقاء السكينه.
    Bu kafanın içinde bıçak'Ben gözünün içine öldürüyordu çünkü. Open Subtitles هذه السكينه في رأسك التي استخدمتها من قبل لضربك في عينك
    bıçak senin elinde, ve ben senin yarın kadarım. Open Subtitles يجب ان تعطيني السكينه وانا نصف حجمك
    Boğazıma bir bıçak dayadı ve benim iki katımdı. Open Subtitles رجل السكينه بجوار حلقي رجل بضعف حجمي
    Evet, bıçağın onun olup olmadığına emin olmak için ne zaman ve nereden aldığının izini sürdüm. Open Subtitles أنا بالفعل قمت بتتبع السكينه لأرى أين ومتى إبتاعها حتى أتأكد بأنها له
    Pıhtı hücrelerin, bıçağın girdiği yerde, muhtemelen dev bir kabuk oluşturmuştur. Open Subtitles غالباً ان صفائحك الدمويه قابلت الهواء عندما دخلت السكينه
    O bıçağın bu çantada olduğunu mu düşünüyoruz? Open Subtitles هل تعتقدين ان السكينه في تلك الحقيبه
    Çocuğun iki dakika rahat dursun, sana biraz huzur versin sen de sabahın onundan beri hayalini kurduğun o leziz Merlot şişesini açabilesin diye istiyorsun. Open Subtitles أنت تُريد هذه اللُعبه لأنك تُريد طفلكَ.. أن يجلس هادئاً لبِضع ثوان.. ويمنُحكَ بعض الراحه و السكينه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more