"السلب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yağma
        
    • yağmacılık
        
    • Yağmalandığı
        
    • yağmalamak
        
    Hayır, tecavüz, yağma ve cinayet peşinde koşan kızgın ruha yardım etmesek daha iyi. Open Subtitles كلا، لست أظن أن علينا مساعدة الثائر فى القتل و السلب
    ...İspanyol donanması subayı yerine geçmek, İngiltere Kilisesi'nden bir papazın yerine geçmek, yanlış sancak altında seyir, kundakçılık, adam kaçırma, yağma, kaçak avcılık, haydutluk, hırsızlık, gasp, talan ve yasalara uymama. Open Subtitles السرقة، الفساد، السلب والفوضى العامة ولهذه الجرائم حكم عليك في هذا اليوم شنقاً حتى الموت
    Demek ki ağır yağma suçu işleyen her iki tarafın da utanması gerekir. Open Subtitles وهكذا كلا الطرفين قد ارتكبوا أعمال السلب عليهم أن يخجلوا منها
    Yavaş yavaş yağmacılık politikasından umut politikasına geçilecektir. TED تدريجياً سينتقل من سياسة السلب والنهب إلى سياسة الأمل ، شكراً لكم
    Tam olarak Memur Barbrady'nin istifasından 2 saniye sonra sakin dağ kasabasında yağmacılık son haddinde. Open Subtitles بعد ثانيتين بالتحديد" "(من تقاعد الضابط (باربرادي انطلقت أعمال السلب والنهب" "في هذه البلدة الجبلية الهادئة
    Yağmalandığı, çürüdüğü düşünüldü ama bence o çalındı. Open Subtitles يعتقد أنها فقدت جراء السلب , أو مع الزمن , أو بأثر القصف لكنني أعتقد بأنها سرقت
    Yağmalandığı, çürüdüğü düşünüldü ama bence o çalındı. Open Subtitles يعتقد أنها فقدت جراء السلب , أو مع الزمن , أو بأثر القصف لكنني أعتقد بأنها سرقت
    Bu sefer sizleri, sırf yağmalamak için toplamadım! Open Subtitles لقد جمعت الجيمع هذه المرة ليس فقط من اجل السلب و النهب
    yağma ve talanla geçen yorucu bir günün ardından Gomorra'dan güzel bir şehir olamaz. Open Subtitles دعني أخبرك! بعد يوم شاق من النهب و السلب! ليس هناك مدينة أعظم من جومورا!
    Küçük bir tecavüz, küçük bir yağma, tuhaf "köken hasarı"... ve sonra kendine bir parti düzenlerdin. Open Subtitles بعض السلب , بعض النهب هذا " ضرر جانبي " غريب وثم كنت قد حصلت لنفسك على حفلة اما الان كل شئ قوانين قوانين قوانين
    Çünkü artık hiç satış, hiç ticaret hiç şikâyet, hiç hırsızlık, hiç yağma ve hiç kişisel mâl yoktu. Open Subtitles لن يكون هناك أية مبيعات أخرى ولا أية تجارة ,لا مزيد من الشكاوى, ولا السرقات ... ... لا مزيد من السلب والنهب
    Bu yağma işi sona ermeli. Open Subtitles هذا السلب يجب ان يتوقف
    yağma yapmam beklenmesin. Open Subtitles أنا لا يمكن أن أتوقّع السلب
    yağma amcamın ölümüyle sona ermedi. Open Subtitles السلب لم يمت مع عمى
    Açıkçası, bu tam bir yağmacılık. Open Subtitles هذا يعدُّ نوعاً من السلب
    Şerifin yaptığı bu yağmacılık. Open Subtitles كل ذاك النهب و السلب من قبل الشريف...
    Bay Walsh, yağmacılık ağır suçtur. Open Subtitles سيد " والش " السلب جناية
    Diyarlar arası seyahat ile yetinmediler. Fethedip yağmalamak istediler. Open Subtitles لمْ يكتفوا بالسفر فقط بين الممالك، بل قاموا بالغزو و السلب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more