Eğer toplumun gözetlenmesinden ya da zorba devletten bahsediyorlarsa otoriter bir şeyi tanımlıyorlardır ama bunun Orwellci olduğu kesin değildir. | TED | أما إذا كانوا يتحدثون عن مراقبة الجماهير والحكومات المستبدة، فإنهم يتحدثون عن السلطوية وليس الأورويلية. |
Zaman geçtikçe, giderek artan otoriter politikaları destek kaybetti ve güneye karşı olan rakipleri güçlendi. | TED | بمرور الوقت، فقدت سياساته السلطوية المتزايدة الدعم، وقوّت شوكة خصوم القسم الشمالي. |
HH: Ne yazık ki tam olarak değil, çünkü otoriter hükûmetler ve halk arasında iletişim kurmanın bir yolu olduğunu düşünüyorum. | TED | هوانغ هونغ: لسوء الحظ، ليس حقيقياً، لأنني أعتقد أن هناك طريقاً بين الحكومة السلطوية والشعب في التواصل. |
Bu yüzden de her zaman, teknolojinin bizim ki gibi otoriter toplumları nasıl açabildiğine hayran olmuşumdur. | TED | لهذا فقد كنت دائماً مفتوناً بكيف يمكن للتكنلوجيا إعادة التشكيل وفتح المنافذ للمجتمعات السلطوية مثلنا. |
Çoğu insan zamanında soykırımı Alman tarafında bir çeşit trajik defoyu temsil eden, genetik bir kusur, otoriter kişilik yapısı gibi gördü. | TED | كثير من الناس، معظم الناس في ذلك الوقت، يرون الهولوكوست كنوع يمثل خللا مأساويا في الجانب الألماني، بعض العيوب الوراثية، وبعض الشخصية السلطوية. |
Bundan dolayı, tek başına otoriter kelimesi "Orwellci" kelimesinin anlamına karşılık gelmiyor. | TED | ولذلك فإن تعبير"السلطوية" لا يمكن استبداله ب "الأورويلية". |