gökyüzü dört gündür kızıl, elimizde de hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أربعةُ أيّامٍ مُذ أصبحتِ السماءُ حمراءَ، و لا معلوماتٍ لدينا. |
Burayı 1975'te yaptık. Birkaç yıl burada yaşadıktan sonra gökyüzü yine parladı. | Open Subtitles | جئنا إلى هذا المكان سنة 1975 و عشنا هنا سنتين، و بعدها ومضتِ السماءُ ثانيةً |
Kızıl gökyüzü ve kızıl yağmur korkulacak şeyler değil. | Open Subtitles | السماءُ الحمراءُ و المطرُ الأحمرُ ليسا مدعاةً للخوف. |
gökyüzü maviye döndüğüne göre golf sahasında olabilir. | Open Subtitles | إن ازرقّتِ السماءُ فسأبحثُ في ملعبِ الغولف. |
Önce gök kızıl oldu, şimdi de yağmur. | Open Subtitles | تحوّلتِ السماءُ بدايةً للأحمر و الآن مطر. |
Kızıl gök insanlığa bir armağandır. | Open Subtitles | السماءُ الحمراءُ هديّةٌ للجنس البشريّ. |
Kızıl gökyüzü belki yok oldu ancak etkisi devam edecek. | Open Subtitles | قد تكونُ السماءُ الحمراءُ انتهتْ، لكنّ تأثيرها سيسود. |
Tanımlayamadım. Sonra gökyüzü kızıla dönünce aynı bileşik yeniden ortaya çıktı. | Open Subtitles | و عندما حلّتِ السماءُ الحمراء، ظهرَ المركّبُ ذاته فيها. |
Sonra gökyüzü kızıla döndü ve bazı cevaplar istedim. | Open Subtitles | و حلّت بعدَها السماءُ الحمراء، و أردتُ إجابات. |
Her şey griymiş, gökyüzü karanlıkmış. | Open Subtitles | كلّ شيءٍ رمادي السماءُ رمادية بالكامل و . |
Mavi gökyüzü. | Open Subtitles | هنا السماءُ الزرقاءُ. |
"Kızıl gökyüzü" Anna'nın bize verdiği son armağan değil, onun son silahı bu. | Open Subtitles | السماءُ الحمراءُ ليست هديّةً من (آنا)، بل هي آخرُ أسلحتها. |
gökyüzü ne kadar açık. | Open Subtitles | صافية السماءُ كم انظر |
gökyüzü kanıyor. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}.السماءُ |
Önceden burada sadece gök yüzüyle deniz vardı. | Open Subtitles | كان هُنّا فقط السماءُ والبحر |