| Şu anda fosil yakıtlar kullanıyoruz çünkü onları bulmak kolay ve bunu yapabiliyoruz. | TED | حالياً نحن نحرق الوقود الأحفوري لأنه من السهل العثور عليه، ولأننا نستطيع ذلك. |
| - Bir ev bulmak kolay olmalı. - Ama değil! | Open Subtitles | يحسب المرء أنه من السهل العثور على سكن جديد لكن هذا غير صحيح |
| Satışın kaydı olsa bile onu şimdi bulmak kolay olmayacak. | Open Subtitles | حتى وإن كانوا يبقون سجلات البيع لن يكون من السهل العثور عليه |
| Nasıl özleyebilirsin ki. Bulunması kolay biriyim. İki kalbi olan adamım ben. | Open Subtitles | من السهل العثور على أَنا الرجلُ ذو القلبين |
| Kudüs'ü bulmak kolaydır. | Open Subtitles | من السهل العثور على القدس |
| Bakire kanına ihtiyaçları var. Bu onlar için süt gibi. | Open Subtitles | إنهم بحاجة إلى دماء عذراء وهذا من السهل العثور عليه |
| Bütün o kar fırtınası içinde onu bulmak zor olsa gerek | Open Subtitles | لم يكن من السهل العثور عليها بنزول كل هذا الثلج |
| Hey! Yukarı çık, Bonnie. Mason'ı kolayca bulursun. | Open Subtitles | إذهبي للأعلى، (بوني) من السهل العثور على (مايسون) |
| Sizi bulmak kolay olmadı, bunun için bir kaç dakikalık konuşmayı hak ediyorum. | Open Subtitles | لم يكن من السهل العثور عليك و أستحق بضعة دقائق لمجهودي |
| O zamandan beri birçok koruyucu aile ile yaşamış. Yani bulmak kolay olmayacak. | Open Subtitles | وظلّ يتنقّل في دور الحضانة منذ ذلك الحين لن يكون من السهل العثور عليه |
| Hamursuz Bayramı kalabalığında şehirde onu bulmak kolay değil. | Open Subtitles | لن يكون من السهل العثور عليه و المدينه مزدحمه بهذا الشكل |
| Hamursuz Bayramı kalabalığında şehirde onu bulmak kolay değil. | Open Subtitles | لن يكون من السهل العثور عليه و المدينه مزدحمه بهذا الشكل |
| Burayı bulmak kolay olur dediğini sanmıştım. | Open Subtitles | ،اِعتقدتُ أن هذا المكان سيكون من السهل العثور عليه |
| - Böyle küçük bir kasabada başka bir düğün organizatörü bulmak kolay oldu mu? Hayır. | Open Subtitles | كان من السهل العثور على منظمة زفاف آخرى ؟ |
| Teorik olarak Bulunması kolay birisin. | Open Subtitles | قال هيراكليس لك كان من السهل العثور عليها. |
| Teorik olarak Bulunması kolay birisin. | Open Subtitles | لقد قال إنه من السهل العثور عليك |
| Sonunda, Bulunması kolay bir şey yapmış. | Open Subtitles | وأخيرا، بالأمر السهل العثور عليها. |
| Kudüs'ü bulmak kolaydır. | Open Subtitles | من السهل العثور على القدس |
| Bakire kanına ihtiyaçları var. Bu onlar için süt gibi. | Open Subtitles | إنهم بحاجة إلى دماء عذراء وهذا من السهل العثور عليه |
| Savaş zamanı şeker bulmak zor. | Open Subtitles | ليس من السهل العثور على العسل الأسود في زمن الحرب. |
| Hey! Yukarı çık, Bonnie. Mason'ı kolayca bulursun. | Open Subtitles | إذهبي للأعلى، (بوني) من السهل العثور على (مايسون) |