| Vücut içinde kalan metal kalıntılarına bakmamız çok kolay. | TED | من السهل جداً النظر الى تداخل المواد المعدنية والتي يمكن ان ترى من داخل الجسم |
| Ve insanların beyinlerinin oksitosin salgılamasını sağlamak çok kolay. | TED | ومن السهل جداً تحفيز عقول الناس على إفراز الأوكسيتوسين. |
| Dostlarım, bunu yapmak çok kolay. Biz başardık, değil mi? | TED | أصدقائي ، من السهل جداً القيام بهذا .. نحن قد قمنا به ، فلما لا ؟ |
| Bu sebeple, insanlar veya makineler için metalleri birbirlerinden ve diğer maddelerden ayırmak çok kolaydır. | TED | ولذلك كان من السهل جداً للإنسان أو الآلات أن يقوموا بفصل هذه المعادن عن بعضها البعض وعن المواد الأخرى |
| Evli kişilerin şok olması hoşa gidecek şekilde kolay oluyor. | Open Subtitles | يكون من السهل جداً إدهاش المتزوجين. |
| Bu canavarlara bir isim koymak doğrusu çok kolay. | TED | و الأن، في الحقيقة، من السهل جداً أن نتعرف على العديد من هذه الجراثيم. |
| Rakamları ve istatistikleri görmek algılanan tehlikeyi görmek çok kolay. | TED | من السهل جداً رؤية الأرقام والإحصائيات ورؤية الأخطاء الملموسة. |
| Böyle filmler yapmanın çok kolay olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | قال أنّه من السهل جداً القيام بهذه الأمور |
| Onu suçlamak çok kolay, biliyorum. Ama biliyor musun? | Open Subtitles | تعلمين أنه من السهل جداً أن نلومه ولكن أتعلمين ماذا؟ |
| Yanlışlıkla üzerine basmak çok kolay, değil mi? | Open Subtitles | لأنه من السهل جداً ان تقفى على واحدة, اليس كذلك؟ |
| çok kolay oldu. Öyle biriyle yemek yemiştim. | Open Subtitles | حسناً، أعني أنه كان من السهل جداً أكتشافه |
| Bana bak. Yalan söylediğini anlamak çok kolay. | Open Subtitles | انظري إليّ من السهل جداً معرفة حين تكذبين |
| çok kolay yalnız kalabiliyorsun. | Open Subtitles | يجعل الأمر من السهل جداً لينتهي بك المطاف وحيد |
| Çünkü aksi halde burada kaybolmak çok kolay olacak. | Open Subtitles | لإنه بمعنى آخر من السهل جداً أن نتوه بالأسفل هناك. |
| Küçük bir bıçağı kumaşın içinden sokmak çok kolay olur hissetmezsin bile. | Open Subtitles | من السهل جداً أن يتم دفع شفرة صغيرة من خلال النسيج، و هو لن يشعر به حتى. |
| Öyle ya son günlerde size güvenmek çok kolay. | Open Subtitles | بسبب إنه من السهل جداً أن أثق بكم هذه الأيام |
| Ama görüyorsunuz, bir şehir yeni yaratıldığında bu tür bir altyapıyı dahil etmek çok kolaydır. | TED | لكن كما ترون، حين تكون المدينة في طور البناء، يكون من السهل جداً دمج، هذا النوع من البنيات التحتية. |
| Silah satıcıları için, her ikisini de taklit etmek çok kolaydır. | Open Subtitles | أنه من السهل جداً على تجار السلاح أن يزورو الأثنين |
| Korkma. Vermek çok kolaydır | Open Subtitles | لا تكن خائفاً, من السهل جداً أن تُعطي |
| Evli olmayan kişilerin şok olması hoşa gidecek şekilde kolay oluyor. | Open Subtitles | من السهل جداً أدهاش الغير متزوجين. |
| Sesinizi çıkarmadığınızda utanç duymak öyle kolaydır ki. | Open Subtitles | من السهل جداً أن يشعر بالحرج حين لا يتحدث عن الأمر |
| Onu soymanın oldukça kolay olacağına karar verdik. | Open Subtitles | قررنا بأنه سيكون من السهل جداً السطو عليها |