Ekim 2007'de A.B.D. ve koalisyon kuvvetleri Irak'ın Suriye sınırında, Sinjar şehrinde bir El Kaide hücre evine baskın yaptı. | TED | في أكتوبر 2007، داهمت الولايات المتحدة وقوات التحالف البيت الآمن للقاعدة في مدينة سنجار على الحدود السورية للعراق. |
Ürdün tarafındaki Suriye sınırından bir kesit ve bu sıradan bir gün. | TED | التقطنا هذه الصورة على الحدود السورية الأردنية، وهذا يوم إعتيادي. |
Suriye'deki savaş neredeyse 4 milyon insanı sınır dışına sürükledi, ama yedi milyondan fazla insan ülke içinde kaçış halinde. | TED | تسببت الحرب السورية بنزوح 4 ملايين شخص خارج الحدود، لكن فوق السبعة ملايين في حالة فرار دائم داخل البلاد |
Ben de Suriyeli mülteci çocuklarla ilgili gerçekten bir şeyler yapmak istedim, çünkü çocuklar Suriye'deki iç savaştan en çok etkilenenler. | TED | ولقد كنت أود فعلًا القيام بشيء لصالح أطفال اللاجئين السوريين، لأن الأطفال ظلوا أشد المتأثرين بالحرب المدنية السورية. |
Bahsettiğim bu ihtiyaçlar, savaştan önceki Suriye şehirlerinde göz ardı edilmişti. | TED | تلك الحاجات التي تم التغاضي عنها تماماً في المدن السورية قبل الحرب. |
Sizler gibi, ben de Suriye'de gözler önüne serilen iç savaşı, televizyondan izledim. | TED | ومثل الكثير منكم هنا، شاهدت الأزمة السورية تتكشف أمامي على التلفاز. |
Suriye krizi, ailelere bireysel düzeyde ulaşmanın ne kadar imkânsız olacağını görmemizi sağladı. | TED | حيث وضحت الأزمة السورية هذا الأمر أنه كيف من الصعب الوصول للعائلات على المستوى الفردي. |
Tabii bu küçük kırmızı çiçek Suriye devriminin sembolü. | TED | بالطبع، هذه الوردة الحمراء هي رمز للثورة السورية. |
Ama tersine, deniz yoluyla Suriye limanlarından... | Open Subtitles | لكنه انتقل عن طريق البحر من المرافئ السورية |
- İşte Suriye sınırı. Dikenli tellerle, mayınlarla donanmış Suriye sınırı. | Open Subtitles | تلك الحدود السورية مملوئة بالأسلاك الشائكة، و الألغام |
Suriye'nin sınır ötesi operasyonlarda kullandığı cinsten. | Open Subtitles | إنها علامة تجارية لعمليات ماوراء البحار السورية |
Ve yine, hala geçmiş ihtişamın ipuçlarını veren, Suriye Çölü derinliklerindeki 8. yüzyıldan kalma, çökmekte olan bu saray gibi birçok kalıntılar vardır. | Open Subtitles | وهناك العديد من الحطام الذي لا يزال يشير لأمجاد الماضي كهذا، قصر القرن الثامن المنهار في عمق الصحراء السورية |
Suriye elçiliğinde özel kalem. | Open Subtitles | هي تعمل في السفارة السورية كسكرتيرة إجتماعية |
Suriye ve ABD arasında gerilen sinirler dolayısıyla Suriye hükumetinden iki gazetecinin derhal infazını isteyen sesler yükselmesi sürpriz değil. | Open Subtitles | مع تصاعد التوتر بين سوريا وأمريكا غير مستغرب أن تتصاعد الدعوات داخل الحكومة السورية للإعدام الفوري للصحافيان |
Bu adamların yarısı Suriye gizli polisleri. Epey düşmanca bir yer efendim. | Open Subtitles | نصف هؤلاء الأشخاص من الشرطة السرية السورية غرفة عدائية للغاية، سيدي |
Suriye Hükumeti peşinize düşmeden önce 10 dakikanız var. | Open Subtitles | 10دقائق قبل أن تأتي الحكومة السورية برمتها للبحث عنك |
- Sosyal meyda ve Suriye savunma ağını hapishane firarı muhabbetleriyle dolduruyorum. | Open Subtitles | إنني اغمر الاعلام الاجتماعي وشبكة الدفاع السورية يكلمات بخصوص إختراق السجن |
Direktör Skinner Suriye devletindeki konumu ve Suni militanlarla bağlantısından dolayı iyi bir kaynak olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | مدير سكينر يشعر ان خان سوف يكون ثروة استخباراتية لنا لسبب مدته الطويلة في الحكومة السورية |
Suriye muhalefet hareketine katılmaya çalıştıklarına inanmak için bir neden yok yani. | Open Subtitles | إذاً، لا يوجد سبب يدعو للتصديق أنهم كانوا يحاولون بطريقة ما الإنضمام لحركة المعارضة السورية ؟ |
Suriye'den altı kutu sedef otu mu sipariş ettin? | Open Subtitles | هل طلبتي حقا 6 صناديق من نبتة السذاب السورية ؟ |