"السيئه" - Translation from Arabic to Turkish

• Kötü
• berbat
• kötüleri

Sen de edepsiz bir kız. Hadi Kötü çocuğuna gel edepsiz kız.
أيتها الفتاة السيئه تعالي إلى فتاك الشرير , أجل أوخ كلا ..

Bunun için, ikinci sınıf bir filmdeki, Kötü karakter olman gerek.
عزيزي, يجب أن تكون محباً للأفلام السيئه للقيام به بهذا الشكل

Her neyse, umarım yeni kariyerimin, zihnimi .Kötü anılardan uzak tutmada faydası olur.
على أى حال ، أتمنى أن تساعدنى المهنه الجديده فى نسيان الذكريات السيئه

Kötü şeylerin çoğu bu adamın başına geliyormuş gibi gözüküyor.
من الواضح ان الاشياء السيئه تحدث كلها لهذا الرجل المسكين

Evet, gideceğim; zira senin berbat gramerin bana da bulaşabilir.
حسنا ,سأغادر قبل أن تؤثر على قواعدك اللغويه السيئه

Kardeşiyle barışmayı denedi ama Kötü anılar, iyilerin önüne geçti ve kaçtı.
حاولت أن تشكرها و لكن الذكريات السيئه طغت على الجيدة و خرجت

Bence Kötü PowerPoint sunumları küresel ekonomiye ciddi bir tehdittir.
انا اعتقد ان عروض الباوربوينت السيئه هي تهديد جدي للأقتصاد العالمي.

Anlıyorum. Büroya Kötü haber göndermek üzücü.
لابد ان ابعث بالانباء السيئه الى مكتبك المنزلى

Her şeyden önce, ülkeye sürekli Kötü haberler ulaşıyordu.
الأولى : تتلخص فى اننا لفتره لم نسمع الا الأخبار السيئه فى الوطن

Sana Kötü alışkanlıklarını öğretmesine izin verme.
لا تنسى هذا لا تدعه يتعلم أى من عاداته السيئه

Benimle evli olmak o kadar Kötü müydü?
يايسوع , هل كانت هذه المراه السيئه زوجه لى ؟

Yalnız polisler ve Kötü haberler kapıyı vurmazlar.
فقط الشرطه و الأخبار السيئه هما اللذان لا يقرعان الباب

Ah...gerçekten Kötü soğuk almışım.
لقد اصبت فقط ببعض الانفلونزا السيئه جداً

Pekala bayım bırakırız. Kötü haberler getirdiğim için üzgünüm.
حسنا سيدي و اعتذر لنقل الاخبار السيئه لك

Sadece ne olduğunu herkese duyuruyorlar. Kötü haberi.
انهم يخبرون الجميع بما حدث هذا ما فى الامر , الانباء السيئه

Dalavereleri için dua etmeye başlıyor... İş için Kötü
كانت بدايتها باعطائنا مواعظ على أعمالها الحقيره السيئه

Yıllarca süren sistematik Kötü davranış sonucu bu hale geldi.
لقد دفع ليكون واحدا بفعل سنوات من المعامله السيئه

Bana Kötü haber getirdin değil mi?
أنك تريد أن تقول لى بعض الأخبار السيئه أليس كذلك؟

Yaptığım Kötü işleri silecek kadar iyi iş yapmaya zamanım yok.
متاخر للغايه لا اعتقد انني املك الوقت الكافي لعمل الاشياء الجيده لمحي الاشياء السيئه

Benim zamanımda çok çalışır ve öğle yemeğinde peynirli sandviç ve bir bardak berbat kahve bulursak şanslı sayılırdık.
ساندوتش جبنه , وكوب من القهوه السيئه. لقد كنتي ابنتة السيناتور

Bazen yanlış yola sapabilirsiniz ve kendinizi hayal edilebilinecek en berbat yolda tekerlekleriniz dönerken sonu uçurumla bitmesin diye dua ederken bulabilirsiniz.
احيانا يمكن ان تأخذ منعطف خاطئ وتجِدُ نفسك على أكثر طرق السيئه التي لايمكن تخيلها تزيد من سرعتك

Bilimin canavar yaratabildiği bir dünyada dışarıda daha ne kadar kötüleri olduğuna inanamazsın.
في عالم حيث للعلم باستطاعته ان يصنع الوحوش , لا يجب ان تكون متفاجأ لتعلم هنالك الكثير من الاشياء السيئه في الخارج.