Ve kötü insanları yönetmek için bir sürü iş alanı tasarlanmış durumda. | TED | وهناك صناعات بكاملها مصممة لإدارة الأشخاص السيئين في المجتمع. |
kötü adamları sokakta kovalamayız. | Open Subtitles | أجل نحن لا نقوم بملاحقة الأشخاص السيئين في الشوارع المفتاح هو أن نمسك بهم في أعمالهم الورقية |
Küçüklüğümden beri hep kötü adamları hapse atmanın hayalini kurdum. | Open Subtitles | منذ أن كنت طفلة صغيرة حلمت بوضع الرجال السيئين في السجن أعد هذه |
Ama kötü adamlarla daha fazla takılmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكنّي مُحبّة لنوع الفتيان السيئين في هذه الأيام. |
Dünyada bir sürü kötü insan var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشخاص السيئين في هذا العالم |
Gelip bütün kötü çocukları torbasına doldurup götürüyor. | Open Subtitles | الذي يأتي ويحمل جميع الأطفال السيئين في كيسه بعيدآ |
Tabii ki, dünyada hala iğrenç suçlar işleyen, kötü insanlar var. | Open Subtitles | بالطبع ما زال هناك الكثير من الأشخاص السيئين في هذا العالم الذين يقومون بجرائم شنيعة |
Geliştirdiğimiz istihbaratla denizaşırı ülkelerdeki kötü adamları yakalıyorlar. | Open Subtitles | الإستخبارات نطوّر يحصل علينا نغلق إلى الكثير من الرجال السيئين في الخارج. |
Halifax'teki bazı kötü adamlarla başının belada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بانها وقعت في بعض المشاكل مع بعض الاشخاص السيئين في هاليفاكس |
Buralarda çok sayıda kötü insan var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشخاص السيئين في هذه الانحاء |
Geceleri sürekli birisi ortaya çıkıp kötü adamları yakalardı. | Open Subtitles | شخصٌ ما دائمًا يظهر و يقبض على الرجال السيئين في الليل. |
Ve jüri beni görürse, dünyadaki tüm kötü terapistlerle kıyaslayacaklarından ve ödül olarak Alex'in babasına 20 milyon dolar vermek zorunda kalacağımdan endişeleniyor. | Open Subtitles | وهو قلق أن هيئة المحلفين ستراني كمثال لكل الأطباء النفسيين السيئين في العالم وسيحكموا بالل20 مليون دولار كاملة لوالد أليكس |
Devlet mahkumların kötü amaçla kullandığını farkedince, bütün telefonları söktü. | Open Subtitles | لقد سحبت الحكومة جميع الهواتف ، عندما اكتشفت أن الرجال السيئين في (سونا) ، لا يزالوا يخططون |