Bulabildiğim tek şey, Seattle'dan çalıntı araç bildirimi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أستطيع به العثور على السيارة المسروقة هو هذا التقرير من سياتل |
Sonra çalıntı araç son olarak burada kaza yaptı ve 2 yayanın ölümüne sebebiyet verdi. | Open Subtitles | ثم اصطدمت السيارة المسروقة أخيراً هنا مؤدية إلى مقتل إثنين من المشاة |
Sahte plakalı çalıntı araç. | Open Subtitles | هذه هي السيارة المسروقة ذات اللوح المزيف. |
Henüz yok. Peki ya çalıntı araba? | Open Subtitles | ــ ليس بعد ــ ماذا بشأن السيارة المسروقة ؟ |
Bu arada çalıntı araba işini hallettim. | Open Subtitles | بالمناسبة, لقد إهتممت بأمر تلك السيارة المسروقة |
Çalınan arabayı bulduk. | Open Subtitles | عثرنا على السيارة المسروقة وسنرسلها الى مركز كويك سيلفر تون |
Kaçıran, Çalınan arabayı sahibine görünmeden geri koydu ve kırık yan ayna da yerinde. | Open Subtitles | الخاطف أعاد السيارة المسروقة دون أن تراه المالكة وقام بأستبدال المرآة المكسورة |
Aslında şirket, çalıntı araç kurtarma özelliğini bizim için zaten etkinleştirdi. | Open Subtitles | في الواقع ، شركة التأجير قامت بالفعل بتفعيل خاصية إسترداد السيارة المسروقة من أجلنا |
Bayan Shaw, NYPD kullandığınız çalıntı araç için arama emri çıkarttı. | Open Subtitles | آنسة (شو)، شرطة (نيويورك) أصدرت بلاغًا عامًا لتوها عن السيارة المسروقة التي تقودينها |
- O ne? Polis helikopteriyle çalıntı araba arasında geçen konuşma. | Open Subtitles | حديث حصل بين شرطي هليكوبتر وصاحب السيارة المسروقة |
Çalınan arabayı bulduk. | Open Subtitles | عثرنا على السيارة المسروقة |