| Ancak sözcüklerin politikanın tam ortasında yer aldığı gerçeği çok önemli ve politikacılar da dili kontrollü kullanmayı denemeleri gerektiğinin farkındalar. | TED | ولكن من المهم جداً أن نعرف أن الكلمات محور الحياة السياسية، وأن جميع السياسيين يعرفون أن عليهم محاولة التحكم في اللغة. |
| Elleri arkalarına bağlı olarak bu savaşı kazanacaklarını düşünen politikacılar gibi. | Open Subtitles | مثل السياسيين .. يحاربون بيد واحده بينما اليد الاخرى تحمى خصيتهم |
| İnsanlığın geleceği sadece politikacıların, büyük liderlerin veya büyük şirketlerin ellerinde değildir | TED | إن مستقبل الجنس البشريّ ليس محصوراً بأيدي السياسيين والقادة العظماء والشركات الكبرى، |
| Bir çok siyasi lider, buna ben de dahil olmak üzere, halkımızın güvenini kaybettik. | TED | ليس من الغريب ان العديد من القادة السياسيين و لا أستثني نفسي فقدوا ثقة شعوبهم |
| Peter uygunsuz hiçbir şey yapmadı. Ama politik düşmanları hâlâ hakkında yalan söylüyor. | Open Subtitles | لم يرتكب بيتر شيئًا يخجل منه ولكن أعداءه السياسيين سيظلون يصدرون عنه الأكاذيب |
| Eğer annem zengin veya politikacı olsaydı onu kurtarmanın bir yolunu bulurlardı. | Open Subtitles | لو كانت أمي ثرية أو من السياسيين كانوا سيعثرون على طريقة لإنقاذها. |
| politikacıları, insanların yaşamlarını gerçekten iyileştirmek konusunda sorumlu tutabildiğimizi düşünün. | TED | تخيلوا لو استطعنا إلزام السياسيين لتحسين حياة الناس. |
| Ben de tüm gün boyunca lobiciler ve politikacılar ile uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا أتعامل مع جماعات الضغط التشريعية و السياسيين التفصيليين طوال اليوم |
| Kim oldukları, kontrol ettikleri politikacılar ve paranın nereden geldiği. | Open Subtitles | من هم، من السياسيين الذين يسيطرون، وأين يأتي المال من. |
| Bizim düşmanımız, oğullarınızı ve kızlarınızı yasadışı savaşlarda ölüme yollayan politikacılar. | Open Subtitles | أعدائي هم السياسيين.. الذين يرسلون أبنائكم ليموتون في حروب غير مشروعة. |
| Bu, memlekette, Amerika ve İngiltere'de politikacılar aleyhinde ortaya konulan savın, aynısıydı. | Open Subtitles | وهو نفس الادعاء الذي أثير ضد السياسيين في أوطانهم في أمريكا وبريطانيا |
| politikacıların ve şirketlerin iki yüzlülüğünü ortaya çıkardın. Ama gerçek düşmanın polis. | Open Subtitles | لقد تعرضت الى نفاق السياسيين والشركات و لكن العدو الحقيقي هو الشرطة |
| Ama politikacıların gücünü arttırmaktan ziyade yolsuzluk aracılığıyla onu daha da baltaladı. | Open Subtitles | وبدلاً من أن يعزز ذلك من نفوذ السياسيين أضعفهم أكثر بسبب الفساد |
| siyasi liderler makamlarını ömür boyu sürdürürlerdi, ve bunu güçlerini çoğaltmak ve kurallarını ölümsüzleştirmek için kullanırlardı. | TED | اعتاد القادة السياسيين على الاحتفاظ بمناصبهم مدى الحياة وكانوا يستغلون ذلك لتكديس السلطة ولإدامة حكمهم. |
| Bence bu, siyasi suçlular için siyasi hapishaneler demenin oldukça kibar bir yolu. | TED | أعتقد أن هذه طريقة لطيفة أن هذه سجون سياسية مخصصة للسجناء السياسيين. |
| politik olarak büyümeye bağımlıyız çünkü politikacılar vergileri artırmadan vergi gelirini artırmak istiyor ve büyüyen GSYİH bunun için garanti yol olarak görülüyor. | TED | نحن سياسيًا مدمنون على النمو؛ لأن السياسيين يريدون رفع عائدات الضرائب بدون رفع الضرائب والناتج المحلي المتنامي يبدو وكأنه وسيلة مؤكدة للقيام بذلك |
| 19. yüzyılda, "doodle" yozlaşmış bir politikacı için kullanılıyordu. | TED | في القرن 19 ، كانت الكلمة لقب لأحد السياسيين الفاسدين. |
| Büyük yaratıcılık politikacıları seçtirir veya partileri düşürür. | TED | الإبداع الجيد يمكن أن يجعل السياسيين منتخبين، أو الأحزاب غير مرغوب فيها |
| Kariyerci politikacılardan kaçınılması gerektiğini de biliyorlardı. | TED | كانوا يعلمون أنه من الأحسن تفادي السياسيين. |
| siyasetçiler suçlanması gereken tek kişiler olmayabilir çünkü sıradan insanlar ve aynı zamanda birçok genç siyaseti umursamıyor. | TED | لا يجب أن نلوم السياسيين وحدهم، لأن بعض الأشخاص والكثير من الشباب أيضاً، لا يهتمون بشأن السياسة. |
| Ama manşetlerin ötesine bakarsanız, bizim halkın medyanın ilerisinde olduklarını anlarsınız. siyasetçilerin de ilerisinde. | TED | لذا عندما تبحث خلف العناوين ستجد أن الناس كان يسبقون وسائل الاعلام ويسبقون السياسيين |
| politikacılara ne kadar hassas olduğumuzu anlatmaya çalıştım. Ama beni dinlemediler. | Open Subtitles | لقد حاولت إقناع السياسيين بمدى ضعف دولتنا لكنهم لم يستمعوا إلي |
| Durumdan bir çok politikacının haberi olsaydı bir sır olarak kalamazdı. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون سريّاً لو علم الكثير من السياسيين بالأمر |
| Yakın zamanda, bilim adamlarının deneylerindeki fareleri politikacılarla değiştirmeyi düşündüklerine ilişkin bir söylenti bile vardı. | TED | وكانت هناك قصة في الآونة الأخيرة أن العلماء قد فكروا في الواقع باستبدال الفئران في تجاربهم محل السياسيين |
| Bunu siyasetçilerden bekleriz ve fazlasını da beklemeyiz. | TED | نحن نوعاً ما نتوقعها من السياسيين ولا نأمل أكثر من ذلك. |
| Şimdi, çoğu siyasal bilimci bize tek parti sisteminin doğası gereği kendi kendini düzenlemede yetersiz olacağını söyler. | TED | الآن، سيخبرنا معظم العلماء السياسيين بأن نظام الحزب الواحد غير قادر بطبيعته على التقويم الذاتي. |
| Eğer çoğu politika liderlerimizi dinleyecek olursak sadece alışverişe gitmeliyiz, | TED | حسنًا، إذا كنا سنستمع لقادتنا السياسيين على مدى السنوات، سنذهب ببساطة للتسوق. |