"السيد كارسون" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bay Carson
        
    Bay Carson, dünkü hadise dahil bizi olaylar hakkında bilgilendirdi. Open Subtitles إنى متأكدة أنه يمكننا السيد كارسون أخبرنا بكل شيء بما فيه حادث الأمس
    Bence bu karar Bay Carson ve Bayan Hughes'a kalmalı. Open Subtitles أعتقدتُ أن ذلك يقع على عاتق السيد "كارسون" والسيدة "هيوز"
    Bay Carson, yakında dönmezse polis getireceğini söylüyor. Open Subtitles يقول السيد كارسون انه سيستدعي الشرطة إن لم تعد قريبًا
    Bay Carson erkeklerin, Bayan Hughes kadınların odasını arayabilir. Open Subtitles يستطيع السيد كارسون تفتيش غرف الرجال بينما تفتش السيدة هيوز غرف النساء
    Bay Carson'ın dokundurmasını anlıyorum. Lord Hazretleri bana güvenmiyor. Open Subtitles لقد فهمت تلميح السيد كارسون سيادة اللورد لا يثق بي
    Bay Carson Alfred'i tercih ediyor olabilir ama diğerleri farklı. Open Subtitles السيد كارسون ربما يُفضل "ألفريد" لكن لا أحد آخر يفعل
    Bana emir verenin Bay Carson olduğunu sanıyordum. Open Subtitles إعتقدتُ أنها مُهمة السيد "كارسون" لإعطائي الأوامر
    Bay Carson, konu hastalığa gelince diğerlerinden daha iyi değildir. Open Subtitles السيد "كارسون" ليس أفضل حالاً من أي رجل عندما يتعلق الأمرُ بالمرض
    Bay Carson'a şarabı söyleyeceğimi sanıyor. Open Subtitles يعتقد بأني أخطط لإخبار السيد "كارسون" عن النبيذ
    - Gerçi Bay Carson'ın canı sıkkın. Open Subtitles رُغم أن السيد "كارسون" مُكتئبٌ قليلاً أوه؟
    Yine de, Bay Carson zorlanmadan en kötüsünü düşünüyor. Open Subtitles و مع ذلك، السيد "كارسون" لا يوجد لديهِ صعوبة بتصديق الأسوأ مني
    - Bay Carson'la konuşmak istiyordum. Yemek için buradayım. Open Subtitles أنا أريد التكلمّ مع السيد "كارسون" أنا هنا لِتناول عشائي
    Ben Bay Carson, Downton Malikanesinin kahyası. Open Subtitles هذا السيد "كارسون" كبير الخدم في "داونتون آبي"
    Bay Carson'a söyleyebilirdim ama... - ... ilk benden duymak isteyeceğinizi düşündüm. Open Subtitles كنت سأخبر السيد "كارسون"، لكني إعتقدتُ بأنك قد تودُ سماع ذلك مني أولاً
    Hayır, Bay Carson meşgul ama not alabilirim? Open Subtitles لا، السيد "كارسون" مشغول. أنظري، هل بإمكاني أخذ رسالة؟
    Biliyorum ve üzgünüm ama bu akşam Bay Carson'la konuştum ve yeni birini almayacaklarmış. Open Subtitles أنا أعرف و أنا آسف لكني تحدثتُ مع السيد "كارسون" الليلة و هم لن يوظفوا أي شخصٍ جديد
    - Bay Carson bunu nasıl becerdi bilmiyorum çünkü majesteleri kesinlikle yasaklamış. Open Subtitles -أنا لا أعرف كيف تمكن السيد "كارسون" من ذلك لأنه سيادتهُ أكد على ذلك بشدة
    - Bay Carson... Bay Carson haklı, kaybedecek hiç zamanımız yok. Open Subtitles السيد "كارسون" مُحقٌ تماماً، ليس هنالك من دقيقة لنخسرها
    Keşke Bay Carson'la konuşmama izin versen. Open Subtitles أوه، كنت أتمنى لو سمحتي لي بالتحدث مع السيد "كارسون"
    Bay Carson bu gece iyi çalıştığını söyledi. Open Subtitles السيد "كارسون" يقول بأنكِ أحسنتِ العمل الليلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more