"السُحب" - Translation from Arabic to Turkish

    • bulut
        
    • bulutlar
        
    • Bulutların
        
    • bulutlara
        
    • bulutları
        
    Hepsinden önce, bulut sadece birçok diskten oluşan bir yapıdır. TED ففي نهاية الأمر، السُحب ما هي إلا العديد من الأقراص الصلبة.
    Diğer yarısı gökyüzünde yaşlı bir köpekbalığının içinde, ...tam da bulut katmanın ortasında. Open Subtitles بوجود النصف الآخر في السماء ... بداخل سمكة قرش عجوز في قلب طبقة السُحب تماماً
    Bunun sebebi, o bulutlar arasından yüzeye ulaşabilen bir demet günışığının geri çıkamamasıdır. Open Subtitles هذا بسبب أن الكمية الصغيرة من أشعة الشمس التي تتسرب خلال السُحب كي تَصِلَ السطح لا تستطيع الخروج مُجدداً.
    Kara bulutlar tepemizde dolaşmaya başladı. Open Subtitles عندما تتجمع تلك السُحب الداكنة
    Güzelliğini görmüyorlar ama, insanlar Bulutların kendisini bile fark etmiyorlar, Araya girerek güneşi engelleyene kadar. TED إنهم لا ينتبهون إلى جمالها ، ولا يمكنهم حتى ملاحظة السُحب إلا إذا اعترضت طريق الشمس
    Aşağılarda bir yerlerde, iki minik çocuk, belki de yetim, ...bir tepeye yaslanmış, bulutlara bakıyor ve geleceği hayal ediyorlar. Open Subtitles في مكانٍ ما بالأسفل ثمّة طفلان، لستُأعلم،ربّمايتيمان... مُضّجعان على تلّة مُحلّقان في السُحب يحلمان بالمستقبل.
    Mavi gökyüzü kara bulutları uzaklara sürene kadar gülümsemeye devam et. Open Subtitles * حتى تدفع السماء الزرقاء السُحب المُمطرة * * بعيداً *
    (Kahkahalar) Güneş enerjisini çöllerde toplamak, birim alan başına daha fazla enerji sağlar. Çünkü orada bulut problemi yok TED (ضحك) تركيز الطاقة الشمسية في الصحارى يعطي طاقة أكبر مقابل وحدة المساحة، لأنه لا يوجد لديك مشكلة السُحب
    Ama şu gerideki bulut tabakalarına baksana... Open Subtitles لا أعلم. أنظر إلى هذه السُحب.
    bulut öfkelenip fırtına oluşturur. Open Subtitles السُحب أجل غاضبة تصنعالعاصفة...
    Dur biraz, yoksa bu... Bak. bulut Kasabası. Open Subtitles مهلًا، أهذه أهذه بلدة السُحب
    bulut işini ben hallederim. Open Subtitles سأتولى أمر السُحب
    Hedefin tam üstünde bulut var. Open Subtitles السُحب تُغطي منطقة الهدف .
    bulutlar doğuya toplanmıştı. Open Subtitles السُحب تتجمع شرقاً.
    ##.bulutlar yumuşacıktır.## Open Subtitles ♪.. هل يمكنك عد السُحب
    Dehşet bulutlar. Open Subtitles السُحب الرائعة
    "Aynı bulutlar gibi." Open Subtitles مثل السُحب
    Bir ayna işlevi gördüğünden gökyüzündeki Bulutların yansımasını görebilirsin gölde. Open Subtitles إنها تشبه المرآة كثيراً فهيّ تعكس تلك السُحب الغائمة فى مياهِها
    Bulutların arasına saklandın hiçbir şey göremiyordun sen de mecburen kask kameranı kullandın. Open Subtitles لقد اختبأت في السُحب لكن لم يكن بإمكانك رؤية أي شيء بصرياً لذا فلابد وأنك كنت تستعمل أجهزة الرؤية في خوذتك
    Bulutların ve pusunun içinde bir yerlerde gezegenin en büyük dağları yani Himalayalar vardır. Open Subtitles في مكان ما خلف تلك السُحب و الضباب ، تكمن الهيمالايا ، الأكبر على الكوكب
    * Gülüyorum bulutlara * Open Subtitles * أنا أضحك على السُحب *
    Gökyüzündeki bulutları görüntüsünü yansıtıyor. Open Subtitles يعكس السُحب الغائمة فى مياهُه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more